7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1574
Okunma

Hayranlık ve aşk yan yana gelince
Gönüllü bir kölelik duygusuyla yaptıkların
İnsanı küçük düşüren hipnoz baygınlığıdır aslında
Uyandığın da
Çelişkilerin tam ortasında olmanın gerginliğinde
Sancılı ve kahredici bir acıyla tanışır insan
Aşk zannettiği bu duygunun
Aslında acımak olduğunu anlayınca ;
Teri, sirke gibi kokar insanın kendisinden utanır.
O an onu ,
Midesiz böcekler gibi
Ayaklarının altına alıp ezecek kadar güçlü bir öfke ve saldırgan güçle
Yaşanmış ya da yaşanmamış aşklar kadar
Ayrılıkların ağızlarda bıraktığı bu tuhaf tatla
Öfke ve acıyı neresinden hançerleyeceğini öğreniyor insan.
Şimdi ;
Düş kırıkları ve ihanetlerin dişleri
Nasıl da parçalıyor etlerimi
İsmi bende saklı
Hareminin baş kadını hanımefendinin(!) ahlaksızca
Nasıl dolaşıyor bedenim de elleri
Hoyratca nasıl da kanatıyor her bir yerimi
Şimdi gönlümden çok uzaklara sürgün ettim seni
Geri döndüğünde temizlenmiş olduğunu bilmek için
İçinden asi bir nehir geçsin istedim,
Üzerine kırk ikindi yağmurları yağmalı
Kirpiklerine çiğ düşmeli günün orta yerinde,
Ağustos sıcağında yüreğini lâpa lâpa kar kaplamalı
Deli bir rüzgar çıkmalı alıp seni çok uzaklara götürerek
Kayalıklara vura vura parçalamalı.
Bilmiyorsun !
Zincirlerimi kırıp sınırlarımı zorladığından beri
Mektuplarını okumuyorum
Boşu boşuna yazma
Daha okumadan çöpe atıyorum
Birlikte çektirdiğimiz fotoğraflarda
Önce gözlerini oyup sonra yakalı epey bir zaman oldu
Böylece yüzünü de unutuyorum
Galiba ;
Aşkın ve nefretin yanana duruşu bu olmalı
Önce, içinden deniz geçmeli insanın
Sonra, üzerinden İstanbul
Biliyorum !...
Hande HAGHGOUİ
26.12.2009,cumartesi
çengelköy/İSTANBUL
5.0
100% (3)