SİZ YASTAYKEN SEVDA TÜRKÜLERİ SÖYLEYEMEM
SİZ YASTAYKEN
SEVDA TÜRKÜLERİ SÖYLEYEMEM Şiirim; sanma ki kalem yazar sözcüklerde dizilirim şairin yüreğinde kanayan, kandamlası gözünde göz nuru ufkunda güneş kızılı, şafağı saran göğünde çakar şimşek, gönüller titreten yanağında açan tomurcuk, has güller tanesi, rengârenk Bırakın! şairin sözü gibi susayım, tek bir mısrada Bırakın! Coşayım ırmaklar gibi, uzayıp gideyim… sel suları gibi bulanayım, göl suları gibi köpüreyim dalgaya bürünüp kabarayım, buharlaşıp serpileyim Meydanlarda söylenmiş nutuk değilim, avutamam yüzler damardan süzülmüş, yürekten fırlamış bir ok bir şamar gibi şaplarsa suratına, saplanırsa yüreğine Bil ki ben şiirim şairin yürek sızısı, süslü nutuk değilim ben şiirim Kanayan yaranın damlasıysam bürünemem pembeye kavganın çığlığıysam giremem kaftanî kostümlere maskeler takınıp, çalamam kapını giremem köşküne, bağdaş kuramam sırça sarayına yas tutarsam eğer yasına, varsın türkü havası olmasın Çehren gibi biçimsiz, umutların gibi sönük nasırların gibi, boğum boğum, denksiz darmadağın… hitap etmiyorsa deryalara gark gül yüzlere, varsın etmesin! bir yılan gibi sarılıyorsa matemin, diniyorsa acıların bir damla serpinti, düşüyorsa çatlayan yüreğine aralanıyorsa umudun perdesi, ışıyorsa gözün tebessüm düşüyorsa gece karanlığı yüzüne bil ki ben şiirim! Tezeğe sarılı ter kokuyorsam, buram buram acı serpilmiş, çeşniye bürünmüşsem, çeşni çeşni perde perde kapanmışsam, yitik kaçık umutlarda ışık ışık süzülmüşsem karanlığa bil ki ben şiirim! Dert dağlarının eteğinden fışkıran bir pınarsam bulurum bir yol akar giderim dertler gölüne, denizine yürekten damlayan bir damla kansam damlarım yaralara yarada sargı; sarılırsam yaraya tuz olur basılırsam ben şiirim! Yas tutuyorsam mısra mısra yasım; şairin, yasım; sizin sevda türkülerine bürünmüş çalınıyorsam sazın telinde okunuyorsan yârin dilinde sevdam sizin, sevdam şairin ’’Siz matemdeyken, sevda türküleri söyleyemem ben şiirim! ’’ Uykularda uyumaz rüzgârlarda savrulur, seherde gezinir seyyah olur, dur durak bilmez gönülden gönüle göç eder kına girmez, tek renge, tek dile gizlenmez tapulanmaz şırılar akar, pınarlar gibi; sessiz... ırmaklar gibi coşkun halaylarda halay başı matemlerde gözyaşı sofrada bir lokma sevdada bir tatlı söz okşuyorsam gönlü ’’İşte ben o zaman şiirim! Şiirim; şiirin hası şiir’’ İbrahim Şahin |
YORUMDA GÜZEL TEBRİKLER
SEVMEK ACI VERSEDE YİNEDE MUTLULUKTUR BANA GÖRE
SAYGILAR