Ne olurdu Yani ?Yani… Ne olurdu yani sevseydin ? En azından şu şarkıların hatırına, En azından şu sözlerin name name , inci inci kulaklarda çınlamasına be… Yani kendim için değil, Şu şarkıların dileği havada kalmasın diye anlıyor musun ? Ne olurdu yani ? Şöyle alttan alttan gülümsesen yüzüme, Derin derin çakdırmadan baksan gözlerime… Elimi tutmasan da yanımda dursan. Birgüncük bari be, Birgüncük bari oynasak şu sevgilicilik oyununu. Oynasak ne olur biliyor musun ? Ne mi olur ? Dünyalar benim olur. Kimseler üzemez bir daha. Hiçbir şeyler yıkamaz. Ne olursa olsun takmam kafama anlıyor musun ? Ama anlarmısın ki sen ? Anlayabilirmisin ki ? Anlamazsın … Yaşın yirmi iki olsa da ; Sen beni anlamamak için, bilerek ve de kasten, Sanki zeka seviyen sıfır altı yaş grubuymuş gibi davranıyorsun. Yani beni anlamamazlıktan geliyorsun. Dalganı geçiyorsun. Gıcıklığına anlamıyorsun yani. Aslında anlasan ne güzel olurdu. Yahu en azından bir gününü bana ayırsan. Zaten bir gün yirmi dört saat değil mi ? Ee onun da gecesini çık, Sonra tekrar akşam oluyor onları çık. Ne kaldı geriye ? Şöyle sabah yedide yok yok altıda buluşsak. Kargalar bokunu yemeden, Millet işine gücüne bile gitmeden anlıyor musun ? Buluşsak seninle… Simitli çaylı klasikleşmiş kahvaltımızı yapsak önce. Sonra atsak kendimizi sokaklara, Dilediğimizce gezsek, Irmak kenarlarında, sokak aralarında… Ne bileyim işte, Amasya’mızın en güzel , en turistik yerlerine havamızı atsak. Bak desek, bakın desek biz birbirimizi seviyoruz be… Ne bileyim filmlerdeki gibi, İşte kağıt helva alsam sana, Aslında filmlerde göze hoş geliyor ama, Yani bana sorarsan şayet, Yani benim fikrim bu, Ben pek hoşlanmadım. Gene de senaryonun ruhuna aykırı olmasın diye, Kağıt helva yemen şart bence. Sonra belediyemizin günümüz çocuklarına bir armağanı olan, O güzide, o şirin parkımıza gitsek. Salıncakların tümü dolu olsa da sorun değil. Ben birini önce güzellikle, Güzellikle olmazsa zorla ve de kaba kuvvetle boşaltırım yani. Boşaltırım orasını dert etme sen. Sallasam seni sonra… Uçursam yani göklere doğru… Yani nasıl biliyor rmusun ? Yani kendini Türk Hava Kurumumuz’un uçaklarından birisinde hissetmezsen, Ücretleri geri gişeden iade edebiliyoruz. Yani o derece yani. Sonra espiri yapsam, şaka yapsam, Güldürsem seni… Gülmeni izlesem sonra… Gamzelerine baksam, Baksam öyle kedinin ciğere baktığı gibi anlıyor musun ? Ne bileyim yani her dakika tekrar aşık olsam sana… Elimi uzatsam, tutmazsın sen ama, En azından böyle tutarmış gibi yapsan uzaktan. Gözlerime bakmazsın ama, Bugünün hatırına hiç değilse, Şöyle boşluğa bakıyormuş gibi ha… Ya da ne bileyim işte sevabına baksan bikerecik. Gözlerimin taa en güzel , En lüks yerindeki seni görsen. Sonra işte ne bileyim öpmezsin ve de öptürmezsin biliyorum ama. En azından şöyle uzaklardan haa.. Yanağını uzatsan bana, Ben de uzaklardan öpsem, Öpsem… Öpsem kana kana bee… İçimden geldiği gibi, Karışmasan sen… Bir daha böyle bir şansımın olmadığını bildiğim gibi ha? Sonra… Sonra sen de taa uzaklardan öpsen beni. Sonra tekrar gözlerime baksan, Sonra da … Sonra da bir şey demeden gitsen işte. Ardına bile bakmadan öyle. Düşünmeden, sadece gitmek için gitsen. Kötü mü olurdu yani, Bana şöyle bir günü bağışlasan ? Bu garibanı sevindirsen, Hayır duasını alsan ne olurdu yani ? Yani çok yerde çok sevabın mı var sanki ? Hem ne demişler ? Kimin aşkı kimin ne bileyim duasımıydı neydi işte. Gerçi bu laf böyle değildi ama, Yani insanda kafamı bıraktın sanki… |