BİZİM İŞÇİLER
Girdik bodrumdaki bekâr haneye,
Benzetmişlerdi orasını meyhaneye, Efkâr dağıtmak istiyordu gençler, İsyankâr şarkıları dinleye dinleye… Biri soğanla patatesi hızla soyuyordu, Soğan kazanın dibine çörekleniyordu, Derken bakkaldan alınan tüm malzeme, Dizilmişti güzelce bir masanın üzerine. Biri ayakta, diğerinin çalışıyordu çenesiyle eli, Diğerinin boğazına düğümleniyordu askerlik derdi, Bulaşıklar yığıldı, kil gibi bodrumun tam ortasına, İnsan sabırlı olmasaydı, bu duruma hep kahrederdi. Çalış, akşama kadar yorul bir metelik için Arkadaş gel, sen de bu üç beş kuruşla geçin, Şeytan yorgunluğu kahvede derhal başlar, Dumanlar yükselir, küfürler birbirini haşlar. Namaz mı? Nerde? Vakit yok bizim işçilerde, Sabahlara kadar vakti çürüten sandalyelerde. Gözleri kararmış, birbirini yenme sevdasında, Yorgunluk yüzlerine tükürüyor kâğıtlar arsında. Dinden uzaklaşan adamdan korkarım ben, Gurur ve kibir kusan Ebu Cehil misin sen? Çalışmak senin dinini yaşamana engel değil, Bahaneler ordusuyla cevap vermen kâfi değil. Dillerinden Müslümanlığı düşürmeyen zavallılar, İslam’ı ancak ve ancak mezara girince anladılar. Laftan yukarı çıkmayan amelsiz İslam anlayışıyla, Yaşamlarını köksüz hurafeler arsında bıraktılar… İnanan her yerde Müslümanım diyebilmeli, İslam kimliğini hiçbir zaman inkâr etmemeli, Felsefesi kök saldı mı dünyanın her yerinde, Mutluluk kuşatacaktır inşaatın en tepesinde. Helal kazan, helal ye şu yalan dünyada, Fazla kazananlara sen aldanma rüyanda, Her sabah ‘Bismillah’ diyerek başla işine, Destek ol, seni bırakmayan sevimli eşine… 15 Ağustos 1992 İstanbul |
Helal kazan, helal ye, şu yalan dünyada;
Fazla kazananlara aldanma rüyanda,
Sen her sabah: Bismillah de; başla işine,
Destek ol, seni bırakmayan eşine…
KUTLADIM SELAMLA DOST ŞAİR.YÜREĞİNE SAĞLK