HADEMENİN IZDIRABI-II
Kardeş son kata beni verdiler sadece,
Bu işler idarede görülür hep gizlice. Dekanın katında dört beş kişi çalışır, Bunlar da durmadan tembelliğe alışır. Yetiştiremiyorum işleri kalıyorum yatsıya, Başka işte çalışsaydım yetişirdim Fatsa’ya. Bazen gece yarısı olur, bazen de şafak, Der komşular bu adam oldu mu manyak. Utanmadan bir de verirler postayı bana, Al da dağıt bunları, teker teker odalara, Heyhat! Bu dört kişi yatsın gerisi sana, Haksızlık karşısında hangi yürek dayana. Çocuklarım ayrı ben ayrı Avrupa’dayım sanki Sadece iki yüz bin lira maaş alıyorum inan ki. Çocuk mu yetiştirmek karnımı doyuramıyorum, Ben bu duruma tek kelimeyle kahroluyorum. Ben gencim, çalışmaktan asla korkmam, Gerekirse bu kata hiçbir kimseyi sokmam, Burada benim zoruma giden başka neden, Hakkı söyleyince nefret ediyorlar benden. Kardeşim beni enayi yurduna koyuyorlar, Bana bir de bu adam, saf mı saf diyorlar, Yaptığım işleri hep görmezden gelerek, Üstelik benimle bir de alay ediyorlar. Burada ikiyüzlülük almış gidiyor başını, Kendine çevirmiş adice münafıklık taşını, Sen doğruyu söyleyince çatıyorlar kaşını, Sana da sonunda yediriyorlar zehirli aşını. Aşağıdaki hademeler çekiyorlar yağı, Koparıyorlar dekanla aramızdaki bağı. Çalıyorum, dekanın kapısını ayda bir, Açmak dursun seni on metreden çevirir. Boynu bükük dönerim, yoktur bir yerim, Düşünüyorum artık iş işten geçti derim. İlim öğrenmek lazım derinden derinden, Sonunda da yüce Allah kerimdir derim. Makam, mevki yüzünden görmüyor gözü, İnan yaşayışıyla tutmuyor hayattaki sözü. Makam yüzünden unutuyorlar Rablerini İnan ki kapanmaya çeyrek kala gözlerini. Kovuyor dekan, çıkıyorum boynu bükük, Varıyorum sekreterin yanına bölük pörçük. Anlatıyorum meramımı birkaç kelimeyle, O da kestirip atıyor beni tek bir cümleyle. Kime giderim, derdimi anlatmak için, İnan boşluk deryasına daldım için için. Rabbimden başka kucak açan olmaz, Bu kalpler, Onsuz hiç mi hiç dolmaz. Kardeşim, durumlar bundan ibaret, Sen ki şu meramımı git onlara ilet. Bak, ben yağ yakamıyorum dekana, Rıza göstermiyorum yürek yakana. Yapılan zulümler hak yoldan ayırmasın, Senin İslam’ı yaşama zevkini kırmasın. Kardeşim; aklını başına al, çok gençsin, Sen kâfirin korkusu olan İslam’ın erisin. Müslüman’a köle gibi davranıyorlar durmadan, Edemiyorlar kapitalist, sosyalist fikri kusmadan. Aşılıyorlar zehirli fikirleri fidan gibi çocuklara, Onları da hep sarıyorlar görünmedik kabuklara. Yöneticisi görüyor, kendini dev aynada, Hırs küpü alıp bürümüş, yalancı dünyada. Ölüp gideceğim demiyor, çalışmaz kafası, Ebu Lehep gibi bunların da sürmez sefası… Kasım/1989 Konya |