RUHUMUN SON HECESİ
Duygu ve düşüncelerin ruhumu sardığı,
Hasretliğin bedenimi dilim dilim yardığı, Beni alıp Kaf Dağlarının arkasına attığı Ve beni hıçkırıkla durmadan ağlattığı, Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi. Ağacın dalındaki yaprağın esintisi, Aşkımın son nefesindeki kesintisi, Ömrümün ayrılmaz bir sayfasıdır Ve o sayfada, son bir durak vardır, Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi. Unutma! Her mutluluk bir acıyla biter, Aşiyanından ayrı kalan çile bülbülü öter, Bağrı yanık güller ayrılık ateşini yakar, Ayrılık zincirlerinden bir halka kopar, Ayrılık gecesi, ruhumun son hecesi. Ben burada vardım, işte şimdi yok oldum, Ruhum cesedime bakınca sararıp soldum, Ayrılık sözlerini hep haykırdım dağlara, Gözyaşımı akıttım salkım gözlü bağlara, Ayrılık, ayrılık gecesi ruhumun son hecesi. Ağlamasaydım, gülemeyecektim cesedimle, Ben ağlarken ruhum gözyaşı döker bedenimle, Ayrılığı ateşliyorum ceylan bakışlı gözlerimle, Ruhum ağlıyor, ben gülüyorum acı sözlerimle, Ayrılık, ayrılık gecesi ruhumun son hecesi. Ayrılık olmasaydı bilinir miydi beraberliğin kıymeti? Her ayrılık yeni bir mutluluk ve gözyaşının habercisi, Kalemden akan mürekkep bile haykırıyor bu illeti, Aşka banan âşıklar da boyunlarına takarlar bu illeti, Ayrılık gecesi, ayrılık gecesi ruhumun son hecesi. Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Asıl kalmalarının sebebi ayrılık mı birleşme mi? Kalplerinin derinliğinde harlamışlardı közleri, Âşıklar da gönüllere haykırmışlardı bu sözleri, Ayrılık gecesi, ayrılık gecesi ruhumun son hecesi. Ben yazarken bile zaman benden hızla kaçıyor, Umutla beklerken yolunu, zaman ayrılık saçıyor, Kabri silinmiş sevgilim boylu boyunca yatarken, Ruhum ise umutsuzca mezar taşlarını beklerken, Ayrılık gecesi, ayrılık gecesi ruhumun son hecesi. Her ayrılık bir var oluştur, ayrılık gecesinde, Seven sevgililer buluşur aşkın penceresinde. Toprak sıkar insanı, sıkar da çıkarır ortaya, Ayağa kalkan çileli insan bir tabela görür, Ayrılık, ayrılık gecesi ruhumun son hecesi. Temmuz/1998 İstanbul |
Saygı ve selamlar.