BAYRAM
Ne bayramlar yaşadım sözde
Adı bayramdı güya Yüreğim yanardı Ağır ağır kavrulurdu bir közde O gün daha yoğun çökerdi Hüzün bulutları nedense üstüme Neşe, mutluluk... Hala içimde yaşanmamış bir ukde. Mutlu gördükçe insanları, imrenirdim Neydi onları böyle tebessüm ettiren Ben tek başıma bir odanın içinde Burkulurdu minik yüreğim. Yalnızlık dört duvar olmuş Üstüme üstüme yürürken Caddedeki kalabalığa düşerdi gözlerim Dalar giderdim pencerenin önünde. Para pul değildi derdim Eksik olmasın eş dost Şükür halim vaktim yerinde Ama bir eksiklik… Evin olmuş neye yarar ki bulvar üstünde Sanki dağ başında yalnız gelinciğim Dilenci bile çalar insanın kapısını Ya da kapıcı, çöpten çöpe Benim derdim başka... Ben bile unuttum, ruhuma aralanan kapı nerede. Böyle kaç bayram geçirdim bilsen Kaç bayram mutluluğunu Daha yaşanmadan attım çöpe Aldanırdı görenler Yüzümdeki sahte tebessümlere Oysa damla damla Kaç deniz biriktirirdim içimde. Şimdi görsen gözlerimi İnan aratmaz Bu kış gününde güneşi Sensizlikmiş meğer Çektiğim onca yalnızlık çilesi Bilsen, kaç gül açtı yanaklarım Geçen günlere yanmak var ama Dövünmek vakti değil, unutmalıyım Havai fişekler, konfetiler... Sanki çılgın bir karnavaldayım Çocuklar eğleniyor Salıncaklar kurulmuş içimde Mutluluk buysa eğer Her günüm bayram bundan böyle Yarın, gelecek ay, sonraki yıllar Yeter ki sen ol içinde. Sami Bağcı Empati yapın, etrafınızda yaşanmamış nice bayramlar göreceksiniz. Çalın sabah, daha bayram uğramamış bir evin kapısını, dokunun zilin butonuna, inim inim inleyen bir melodi işiteceksiniz. Siz neşe içinde evin baş köşesine buyur ederken mutluluğu, Yürekler burulacak hemen yanıbaşınızda, ama siz haberdar bile değilsiniz... Kim ki beklenen böyle; Anne, baba, evlat, eş dost belki sevgili, ama siz nerden bileceksiniz... |