YOKLUĞUNDA YOK OLDUM
Seni ne kadar unutmak istesem de
Beyhude bir gayret biliyorum sevdiğim Yenik düştüm sevdanın kündesine Hasret minderinde tuş oldu şimdi ruhum. Her şey hala ilk günkü gibi taptaze Her an üzerimde taşıyorum varlığını. Senden sonra nice sevgililere Meyil verdi durdu yaralı gönlüm Belki biraz olsun seni unuturum diye Ama ne güzel sesini işitebildim Ne de tatlı tebessümün vardı yüzlerinde. İçimde hep bir umut, hiç ayrılmamış gibi Sanki uzak bir diyarında dünyanın Özlem duymaktayım sadece Sana kavuşacağım meçhul gününe. Aşk bu, her şeyiyle yaşanacak demek ki Dün köpük köpük coşkusu içimdeyken Şimdi hasret boyutunu yaşıyorum sevdanın. Prangalar vurdu kahreden yokluğun Zamanın baş döndüren çılgınca seyrine Ölüm denen tükenişi tanıdım Hasretinin çaresizliğine eriştiğimde. Ruhumun yıkılmaz tabusu oldun Sevdanın mürekkebiyle yazıldı bu yazı Aşk bu, silinmez artık bir kalemde. Belki kuruyan dudaklarımda son bulacak Ölümün tüm peltekliği dilimde Son nefesimde adını heceleyerek öleceğim. Sensiz kaç gece daha dayanırım ki bilmem Kollarım böyle bomboş kalmayacaktı Şimdi yatan sen olacaktın yanımda sere serpe. Ya sen olmadan bir daha nasıl can veririm Sevdamıza perçin vuran dizelere. Varlığım, yaşamım, nefes alışım Artık her şeyim sana endeksli Tüm hesaplarım sana kavuşmak üstüne. Bir insan böyle mi sevilirmiş canını verircesine Allah’ım bağışla! Ama yine sen değil misin, can veren bu sevgiye. Ah benim sonbaharda açan nazlı gülüm Mevsimin yorgunluğu çökse de üstüne Hala en alımlısı sensin güllerin içinde. Paraymış, pulmuş, serveti neyleyim Senden gayrı ne varsa silindi gözümde Asla vaz geçmem sevda çiçeğim Uzak yaban ellerde açsan bile Bir ömür sabırla bekleyeceğim Yeter ki bir günüm olsun seninle. |
bunu başara biliyorsak
mükafatı er geç bize ulaşır
saygılar