Reçete
Bil, bilinmek icap eden ne ise,
Her varlık bir cevap, boşuna zahmet. Haykırır cereyan eden hâdise, Tek gerçeği bilmek, gölge mârifet, İste, istedikçe, bildinse mâdem, Kader kesin, ömür peşin, bedava. Bir duada ortak binlerce âlem, Her şeyin dilinde bu sonsuz dava. Ara!... Elsiz, gözsüz, hep adım adım, Bu eşi olmayan dermanı ara. Ara bulunmazı, yetişir yardım, Ya bir an, ya bir ay, ya bin yıl sonra. Ve bul!... Ve bul!... Düşsün bütün perdeler, Güneş gibi doğsun, batmaz hakîkat. Nur olsun hem gündüz hem de geceler, Bir olsun var ve yok, yer-gök yedi kat. Sev artık öyle ki, halkın dilinde, Bir deliye çıksın senin de adın. Taşlasınlar yeri yok diye dinde, Duyulmasın yansan dahi feryadın. Öl!... Kırpmadan bir an olsun gözünü, Duy tadını zerre zerre vahdetin. O doğrular elbet, kendi sözünü, Ödenir senin de mutlak diyetin. Diril!... Ve diril en nihayetinde, Tarifinden âciz kalsın akıllar. Her şey, her şey O’nun işaretinde, Anlasın, anlasın, anlasın kullar… Ankara, 2009 |
Ah ki ne ah !...
Anlayanlara...