ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE ŞEHİT ÇOCUĞU
Yirmi üç Kasımı göstermekte,
Şehit Öğretmenin evindeki takvim yaprakları, —Anne! Diye seslenmekte, Annesine sesleniyordu, Baba şefkatinden mahrum çocuk, Bayrağa sarılmış resim albümünü açıyordu Şehit babasının fotoğrafına öpücükler kondururken… Şehit çocuğunun titrek sesi, Sıvası dökük odada yankılanıyordu, Gözlerinden yaşlar akıyor, Odun sobasında yanan son lastik parçasının, Narı dahi ısıtmıyordu, Bedenini… Ve biraz daha sokuluyordu annesine, Rüzgâr daha hırçın esiyor, Anadolu sokaklarında bölücü itler havlıyordu, Şehit çocuğu bağırıyor, Feryat ediyor, —Geliyorlar anne! —Geliyorlar yine! —Babamın katilleri geliyor diyordu, Kendini tutamayıp, Babasına son nefesinde, Güçlü olacağına söz verdiği halde, Islık sesleri eşliğinde ağlıyordu, Şehit çocuğu… Bu gecekondu virane evin, Çatısından damlayan, Yağmur damlaları eşlik ediyordu, Şehit çocuğuna, Ne acı ki, Gecenin bu geç vaktinde, Nurlu sabahın gecesinde, Kimse kapıyı çalmıyordu… Zor konuşuyordu, Hatırlanmak istiyordu, Babasıyla gurur duyuyordu, Annesine dönerek konuşmasına fırsat vermeden, Gözleri yaşlı yüreği yaralı, Şehit çocuğu, —Yarın babamı anacaklar, —Dualar gönderecekler, —Unutmayacak onu, —Vefalı meslektaşları, —Babamı özledim anne! —Özledim! Dedi ve sustu bir an, Yaşadığı güzel günlere doğru, Şöyle bir yelken açtı, Nede çabuk geçiyordu zaman. Üç öğünü unutmuşlardı, O acı günden bu yana, Tek öğünle geçiştiriyorlardı günü, Sofranın baş tacı ekmeği, Ne bulurlarsa katık ediyorlardı, Ondan da vazgeçmenin zamanıydı bu gün, Çünkü bugün, Çünkü bu gün Öğretmenler Günüydü… Ve sabah namazı vakti, Heyecanla doğruldu yatağından, Gazete bayilerine koşuyordu, Şehit Çocuğu, Alelacele göz gezdiriyordu, Bir bir gazete manşetlerine, Gazetenin manşetinde, Görüverdi babasını, Gözleri doldu bir an, Aç kalacağını bile bile, Titrek sesiyle uzattı son ekmek parasını, Ve gazeteyi alarak, Göğsüne bastırdı, Öyle öyle bir bastırdı ki, Kol kola geziyordu şehit babasıyla, Kokusunu duyuyordu, Gurur duyuyordu, Gururla adımlıyordu, Karış karış vatan topraklarını, Şehit çocuğu… Virane evin kapısından içeri girerek, Gururla sesleniyordu, —Aldım anne, —Babamı gördüm, —Babamla kol kola geldim anne diyordu, Anne oğul, Ve Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi’nde ki, Şehitlerim salâvatlar getiriyorlardı, Sessiz sedasız ağlıyordu, Şehit Eşi, Şehit çocuğu dualar gönderirken, Ve nura bezeniyordu, Bu virane gece kondu, Yirmi dört Kasım sabahında… Sizlere selam olsun! Cümle Şehitlerim, Sizleri unutmadım, Yaşadığım sürece de unutmayacağım, Yeminim olsun ki, Timsah gözyaşları dökenlerden, Sizi adınıza, Türk Milleti adına, Hesap soracağım. |
Sahne,dekor ve senaryo seçkin betimlerle dolu. Kaleminizin daha da beliğ yazacağını düşünüyorum. Hoşçakalın.