İçimde bir kadın ağlıyor
geçtim
kötü kaderin içinden şansın kenarından acılar iz sürdü bebeğinde gözlerimin diledim ölmüş olmayı kaç kez olmuyormuş istemekle geç mi kaldım vurulduğum silahların adı yok damla damla şap düş yere sevgi el gülerken gördü ya sen o kadar yakınken ağlama duvarıma azıcıkta mı okşamadı ellerin boşluğumu ak içime damla damla düşme incinir kirpikler içimde bir senfoni notasız şarkılar söylüyorum bir beyazlık ölüyor içimde siyah gömülüyorum kazılan çukura o yolculuk ki hep korkuttu beni, nasıl bir cesaretle içine alıyor sus seyret biçilen ömrün bedeli ödendi yaşanmayan sevdaların da lanet olası şeytan kurcalıyor kurt girmiş beynimi ak damla ak yanaklarımda tuzun kurusun, toplarım uyanamadığımda sabaha tepemde buz gibi sinsi bir gürleme hayat, sana yenilen beden kurusun ve kör kuyu cesareti olan mı atlar senden içeri kim bulur dibini kim asılı kalır ben gibi bir kuş kanatlanır yüreğimden kıran olmazsa kanadını semada sürülür izi bir ırmak çıplak akıyor boylu boyunca içinde kuğu seli bitti biçildik kefenle dikiş tutmaz yaran ağırlık sol yanımda bir kadın soğukta yürüyor hazana küllerini avuçluyor kedi beyaz mı tırmalarken kapanı tuzak kanıyor han hoş yolcu tımarlıyor hancıyı sürükleniyor yollar boş koş içimde bir kadın ölüyor... notasız şarkılar söylüyorum, hiddetle... Sude Nur Haylazca Avusturya/Linz haylazca kalem |