HERKES EN SONUNDA KENDİSİNE DÖNECEK
ağzıma kapandım kuyularla
türbeler yonttuğum saçlarımla eski bir acıda ağırlıyorum toprak çatlaklarını yürüdüğüm yol kenarlarını topluyorum delik ceplerime insanlar avuçlarıma yürüyor kavşak dönüşleri frensiz bakışlarla tırmalıyorum ayaklarımı her klakson kentlerin ve çocuk bahçelerinin ruhuma dökülen molozu ah ben... ruhuma çektiğim astarla yapıştım doğunun kalbine sana beni k/oyup gitme demişmiydim ey özgürlük!!! ruhumun merdivenlerinden sadece ilerlenir aşağıya.. en aşağıya... insanlar aynı şarkıyı söylüyor her seferinde yeni bir telaşla ezberledi tabiatı ve nefsi melekler yoksa yeryüzünde şiirler y/azacak kanamaklı şairler mi y/aratacaktın? azarlıyorum herşeyi azalıyorum... ey merhamet! Doktor’a (*) söyle yezidiler kızlarının adını zeynep koyuyorlar kalanlar huseynî nehirlerle dolaşmalı pazarlarını insanlığın dudak kenarlarımda yırtılan ben... sana söylediğim son sözüm kendime söylediğim ilk sözümdü azizim insanla başlayan ve kalbimle biten bir aşk... unutma herkes en sonunda kendisine dönecek |