N E Y M İ Ş1) Bırakınca ellerimi sevgilim, Bir pazar yerinde. O gün yaşlandım. Burada herkesin bir adı var. Senin dediler bir adın var mı? Adım yükümdür dedim Adının s ı r r ı nedir dediler! Zembildir dedim; çıktım yola. Bana bir s ı r verenler Beni de bir s ı r r a verdiler. S ı r, topla dedi. Topla kendini olmaz böyle O gündür bugündür topluyorum kendimi. Sesimi ve ellerimi ve bende kalan yüzünü… tekrar tekrar tekrar topluyorum. 2) Oldum mu artık ben? Baktım olmamışım hala Gittim ölümün kapısına Oturdum; Dedim; ben, uyumsuzlarla yaşıyorum Ve vatansızlarla. Dedim; ben yükümün de yüküyüm. Beni alın benden! Sevgilime verin; Sana dediler Önce ölümü vereceğiz! Say nefesini... S a y. Aldığın her nefes senin Verdiğin her nefes sevgilinin olsun mu? Olsun dedim! 3) Nefes diye gittim gözlerimi sürdüm bir atın yelesine Nefes diye gittim ellerimi sürdüm ateşe Nefes diye gittim; kalabalıklara sordum; her gün nasıl uyanıyorsunuz? Her gün ama her gün ne için yemin ediyorsunuz? Ey ölülerini ölülerine gömen ölüler Söyleyin mezarlarınız başında siyahlar giyip Gidenlere mi yoksa kalanlara mı ağlıyorsunuz? Söyleyin hangi yasaya Hangi erdeme güveniyorsunuz? Sizi sizden koruyan da ne? Bu hız deryasında sizi yavaşlatan Sizi böyle oradan oraya koşturan da ne? 4) Çağırdılar beni Aldığın da verdiğin de gayrı, sevgilinin olsun; Alışverişin olmadığı bir pazar yeri var, gelir misin dediler Gelirim dedim; kırdım tespihi. D a ğ ı l d ı m. Taşlayanların, taşlananların ve taşların kalbini verdiler bana. Her su akar; yatağını bozar! Ettiğini bulur bulan, bulursa... Sen su ol; çarpa çarpa vuran, taşlara Ey bir pazar yerinde ellerimi bırakan sevgilim Bak ben de bıraktım içi taş dolu zembilime ellerimi; 5) Aynalara kül süren bir kadındı benim sevgilim! Saçlarını yıkardı ateşle. O öğretmişti bana yankımı. Nasıl da kırgındım kendime Nasıl da rüyalarımda gülüşleri... Kurtuldum işte yüzümden Kurtuldum dilimden! Duymaktan, anlamaktan ve ağlamaktan kurtuldum! Elem de neymiş? Hatırladıkça hatırladıkça ve hatırladıkça seni Zifir içmek de neymiş? Her sabah her sabah ve her sabah Çevirip yüzümü güneşe kısık bakışlarla Ayağının tozuna bulanayım diye y a s tütmek de neymiş? Bunca dirinin arasında cesedimi Bunca ölünün arasında dirimi gezdirmek neymiş? Hayy’dan gelen Hu’ya gidermiş ya! Ben Hayy’dan harra gittim. Ya Hu! Yanarak donmak da neymiş? 6) sevgilim... sazlıktan koparılanlar misali Meğer ayrılığımız N e y m i ş! 10.04.2023 04:32 Üsküdar kayıpkentli |
Şairin, dağıldığımız gölgesinin serinliğinden kim toplar bizi şimdi….
İnsan yüreğidir bu, şiir de neymiş!!
Ellerinden öpülesi kelam!.
Sözler demişim, hepsinde göz izi var!
“Önce söz varmış…” olsun!
Ezelden ebedidir bu: Selam…