Simsiyah Saçlarından Daha Çok Sevmedim Dünyayı
(Cemile’ye... Taybet’e...)
I) "Simsiyah saçlarından daha çok sevmedim dünyayı Yüzümü dönüp duran bir hacca aldılar beni Nasıl bir tavafsa artık Döne döne kayboluyorum... II) Her şeyi unut ama geçmişini unutma Geçmişini unutan bir masanın ayağı olur Gelen oturur giden oturur Kırmızı medreseye gel Al eline kitabı oku simsiyah saçlarını oku Beni hatırladığında bir taş al eline Katlan ona demiştin Katlanmadım mı? Arkadaşlarımız artık çok yoğun Herkes işgal edilmiş Herkes bağlanmış Zincirlerimiz olmasa biz de yokuz Özgürlük ağır Hafif tutsaklıkların vatandaşıyız. Simsiyah saçlarından girdim bir bodruma ayaklarını çekmişsin dizlerine sen kimsin diyorum Lokman’mışsın Akrepler almış seni. Ayaklarından bağlamışlar. Nereye götürdüler Nasıl götürdüler Sokağından nasıl geçirdiler Ellerini hatırlıyorum başının üstünde iki yanda Halkına ne dediler seninle? Simsiyah saçlarından daha çok sevmedim dünyayı Yanmış çocukların ellerinde bükülmüş tellerde adını gördüm Hamileydim Stresten dediler. Allah rahmet eylesin dediler Seni böyle ne üzdü dediler Yapma bunu kendine dediler. Gençsin yine olur dediler. Aldım simsiyah saçlarını; gittim buralardan. Bingöl’de rüya görüyordum Şimdi rüyalarımda Cizre’yi... Toplanmamış bir yatak Salçası kurumuş bir makarna tenceresi Bir bardak su İlaç kokuyor ruhum Ayaklarımdaki yaralar geçmiyor Dünyanın acelesi var. Hızlı yaşayanlar her şeye geç kalır demiştin Seni sevdiğim için erken ölüyorum Ölürsem beni en yakın arkadaşımın yanına göm Arkadaşımı çöle göm On üç çiçek ek mezarımıza On üç çocuğun adını ver onlara On üç gün kere Taybet de. Taybet’e ne yaptılar; hatırla. III) Olan bitenlerde sessiz kalanlar Biz ölünce gelmesin mezarımıza simsiyah saçlarından daha çok sevmedim dünyayı cudi’nin eteklerinden daha çok sevmedim. Bak, zılgıtlarla geliyorlar. Bak,alkışlarla Bir tehdittim madem Ayaklarımdan vursalardı ya Üzerim çıplaktı hatırla, Bakma öyle tereddütle Kınalı avuçlarından öpüyorum. Git, yasal vadilerin sularında barışı anlat. Sivil kal Silahların eleştirisini yap. Bizi bir bodrum katında yaktılar. İliklerine kadar barışa ihtiyacı olan o başkan’a da deki: "Önemli olan süreç hewal" Mızraklarının ucuna Yasir Börü’yü takıp, hüküm Allah’ındır diyecekler! Barış anneleri çocuklarını istiyor diyecekler. Manisa Alaşehir’e git. Barışın heykeli orada. Kenan’ın heykeli... Nerelisin derlerse beş no’luyum dersin. Bilen bilir aldırma... Rize’ye gel Bir kıraathanede çay yapıyorum yaşlılara. 7 odalı evimde bir çekyatın üzerinde yatıyorum Onaltısındaydım; sen yaptın dediler; kabul et! Altmış yaşındayım; altıma işiyorum; hatırladıkça Bize bunu niye yaptılar? Ağlıyorum hatırladıkça İstanbul’da Fatih camii’nin arkasındaki avluda kırmızı bir taş göreceksin eğil öp onu Metin ol Yüksel. IV) dünyayı sevmedim çok daha saçlarından simsiy’ah..." İstanbul-Üsküdar 00:58 12.12.2020 |