Beyaz bir âmâ
Evveldi...
Göz kapaklarıma yorgunluğu ektiğim günler Çalmışlığım vardı bu ruhu, harp gazisi benliğimden. Saltanatların nam-ı diğer sükununu da omzuma bindirmişliğim vardı. Mavi bir deryayı da yudumladığın gibi, gelmişliğim vardı, kahvelerle, telvelerle. Saatlerine bakmalılar, bombelerine. Beş parmaktan ötesine gitme! Yelkovanlarımı devleştir, uçurtmalarıma bak! seyrine... Amadeyim derinliğine. Gizli bir kuşluk vaktine sığınırım, ne âlâ gelir tüttürdükçe. Bir yalı dibine dökerim tozunu. Üsküme dar, keşfime gül demeti gibisin. Parlak bir yıldızın kuzeyine inen, inceden, incilerine, kayıp türküleri okur ve sönersin. Bulanırsın evvela, Bulandıkça bulanır evvela, Bu sefer görmeliyim âmâ, komşu evlerinden çıkan sesleri mızraklarım yoksa. Oyunlarda ki figuran benmiyim? benimdir, yarattığım yaşam tanelerini fark etmeyişim, fark etmedim âmâ! Endişeden eriyen mumların zindanlığını bilemedim, firariymişim... kim bilir? ben mi? ben, sadece bir dost âmâ... Emre Evren Yalçın ’benimle olma! benim ol, benim...’ |
Seviyorum seni ve yazdıklarını dostum.