Tükenmişken belleğimde sevdanın hatırları Yalnızlığın busesini alnıma kondurdular. Ki tanrıya yazıyorum bu meşum satırları Yaşıyorken yüreğimde kanımı dondurdular. Şimdi doğan bir güneşim acının afakında Parıldayan yıldızların bağrını deliyorum. Şimdi boynumu bükerek giyotin şafağında İçimde ölen çocuğu kefene beliyorum.
Düşler birer uçurtmaydı maviye uçurduğum İlkten kuyruğunu kesip çıtasını kırdılar. Mutluluk uzak ülkeydi hep gözden kaçırdığım Ona uzanan geminin rotasını vurdular. Şimdi ömür bir sınav bin çoktan seçmeli soru Tüm yanlış seçenekleri sırayla eliyorum. Şimdi bir yanlış götürdü elde kalmadı doğru İkmale kalmış kulların yurdundan geliyorum.
Tanrının kulağımıza her gece okuduğu Hayat denen realite içi boş bir masaldı. Yürek bir irin pıhtısı elemin dokuduğu Bu yolda gülmek illegal gözyaşları yasaldı. Şimdi çemberler daraldı infaz anı çok yakın Gümüş kabzalı bıçağı elimle biliyorum. Şimdi gözümü bağlayın açık kalmasın sakın İsmail’in yazgısını tarihten siliyorum.
Duyduğumda anlasaydım o ilahi ikazı Kara olan her yazıyı bilmeden aklamazdım. Elimle yıktığım handan arta kalan enkazı Kutsal hazinem bilerek mabede saklamazdım. Şimdi tezenesiz sazın oynattığı çengiyim Tomar tomar günahları bahşişe alıyorum. Şimdi bitimsiz ayazın kor ateşe dengiyim Nedamet cehennemine hüzünle dalıyorum.
Ya ben yanlış koşucuydum ya da yanlıştı parkur Malum bitiş çizgisine yarasız varamadım. Tanrım ölüm saatimi daha er bir vakte kur Bak kanıyor tüm benliğim yaramı saramadım. Şimdi batan bir şilebin yenilmiş kaptanıyım Tayfalarımı kaybedip bir başa kalıyorum. Şimdi kirlenmiş her hissin yegâne vatanıyım Temiz aşklar lügatinden sözcükler çalıyorum.
Ben ki dili kelepçeli dili zeval dili lal Aşk lisanı mühürlenmiş müebbet mahkûmuyum. Sevdaya haram kılındım intiharlara helal Tüm mezarlara serpilen diyar-ı gam kumuyum. Şimdi azad eyliyorum açık kalsın pencere İçimdeki güvercini semaya salıyorum. Şimdi sürgün de etseniz uğraşmayın boş yere Bahrın haylaz çocuğuyum sahili yalıyorum.
Ahir zaman öncesinden attığınız kancayı Çekseniz hayallerimden başka bir şey istemem. Alnıma kendim dayarım o soğuk tabancayı Sem içerim zemzem diye başka bir mey istemem. Şimdi acıyla çarptığım bütün sevdalarımı Sevinçlerden eksilterek yıllara bölüyorum. Şimdi gözümü yumduğum bütün ferdalarımı Alınız terkinize ben dünümle ölüyorum.
Şimdi her devrik cümlenin meçhul yüklemi benim Kanımla not düşüyorum yitip giden maziye. Şimdi her savruk bedenin kırık eklemi benim Hararetle susuyorum mutlak ötenaziye. Şimdi ürkek bedeviyim elemin yollarında Ve yazgımın karasını Kahhardan biliyorum. Şimdi hamuşan eviyim ölümün kollarında Soyunuyorken hiçliğe mağfiret diliyorum...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bir ötenazi layihası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bir ötenazi layihası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şimdi her devrik cümlenin meçhul yüklemi benim Kanımla not düşüyorum yitip giden maziye. Şimdi her savruk bedenin kırık eklemi benim Hararetle susuyorum mutlak ötenaziye. Şimdi ürkek bedeviyim elemin yollarında Ve yazgımın karasını Kahhardan biliyorum. Şimdi hamuşan eviyim ölümün kollarında Soyunuyorken hiçliğe mağfiret diliyorum...
Şimdi her devrik cümlenin meçhul yüklemi benim Kanımla not düşüyorum yitip giden maziye. Şimdi her savruk bedenin kırık eklemi benim Hararetle susuyorum mutlak ötenaziye. Şimdi ürkek bedeviyim elemin yollarında Ve yazgımın karasını Kahhardan biliyorum. Şimdi hamuşan eviyim ölümün kollarında Soyunuyorken hiçliğe mağfiret diliyorum...
Kaleminize saglik can dost en derin saygilarimla...
Ben edebiyattan anlamam diyen en biigi yoksunu birinin bile ya bu dizeler çok ustaca diyebileceği dizeler okudum. hece ve imge konusunda oldukça kısır olan kalemim kaleminizi takdirde cümle kuramadı. selam ile.
Şiirin uzunluğu ilk bakışta gözünüzü korkutsada başlayınca akıp gidiyor. Hem hecenin akıcılığı hemde serbestteki imge zenginliği bütün olarak çok güzel ama yazma aşamasında oldukça emek sarfedilmiştir diye düşünüyorum zor bir hece ölçüsü seçilmiş çünkü. Tebrik ederim.Beğeni ile okudum.
günün şiirlerinden biri olmalıydı...çok layıktı...üzüldüm. açıkçası ben şiirden her ne kadar kasvetli bir hava yaratmışsa da kendisiyle yüzleşip kendisine yeni bir yön bulmaya çalışan bir yürek gördüm şiirde... her şey bitmiş gibi gösterilse de şaire aslında dirilişini müjdeliyor...karaya bulanmış cümleleriyle...
üzülcek bir şey yok sevgili razı önemli olan yazdığımızın içimizeki yansıması değil mi? ben ne yazdığımı biliyorum ve benim gözümdeki yerini de..gerisi teferruat. bu arada güzel yorumun için teşekkür ederim sevgiler
Çözün kelepçelerimi... Özgürlüğe kaçacağım.. Bütünü akıcı olan bu şiir alııp baş tacı etmek gerek diye düşünüyorum... öylesine duygu yüklüki satırlar.ınız.. içinde düşüp boğulmamak elde değil.. yorum yapamayacak derecede acz kaldım.. tebrikler çokca......
Şiir yoğunluğu en az sözle söyleyebilme hüneridir.Sevgili Ayşegül Hanım ifadeler her zaman çok karamsar olsa da güzel.Ancak Oflu'ya katılmamak mümkün değil.Tüm yorumculara ve sizin şiir yazma konusundaki özgürlüğünüze saygı duyuyorum.Sadece nacizâne duygularımı güzellik adına söylemek istiyorum.İçinden seçeceğiniz birkaç bölüm anlatmak istediğinizi anlatmaya yeterdi.Özellikle son bölüm bence tüm şiire bedel.Sözcükleri ve kendinizi çok yormuşsunuz.Bir büyüğünüz olarak umarım kırılmazsınız.Düzyazılarınızdan tanıdığım kadarıyla daha hem dünya hem ahiret olabilirsiniz gibi geliyor.Sevgimle...
Edebiyat otoritelerine getireceğim sözü. Edebiyatın kurallarını iyi bilirler, şiirde şekil-kafiye-ölçü konusunda uzmandırlar.
Güzel bir yemek düşünün; köhne bir masada değersiz kaplarda sunulmuş. Bu yemeğin tadı ve verdiği enerji ortamın köhneliği yüzünden azalmaz elbet. Sadece görüntüde hoş olmaz. Kötü, berbat bir yemek de muhteşem bir sofrada, altın kaplarda sunulsa, insana faydası olmaz, zararı olur.
Edebiyatta somut olan her türlü araç soyut manayı açığa çıkarmak içindir. Yazarın kendi özgün düşünce ve tespitlerini aktarmak için kullanılır. Madde mana içindir yani. Öğretmen tahtaya formülü yazmak için somut şeyler kullanır. Tahta, tebeşir gibi şeylerin asıl kullanım amacı soyut formülü anlatmaktır. Edebiyattan manayı çıkarın kuru ve kusursuz kalıp kalır! Mana iskeletin etidir. İskeletin görevi işlevsel organları taşımaktır. Yani kendi için değil organlar çalışsın diye vardır, organlar ise beyin için... Edebiyatta kullanılan (şekil, akım, imgeler, vb.)her şey mananın hizmetindedir. Hadiste "sözde sihir vardır" denilmiştir. Her türlü edebi eserin kendine has bir ruhu vardır. Terkiptir çünkü… Yazar eserinde kendi bakışını yansıtır. Sadece yaşadıkları veya özlemlerini yazmak gibi bir sınırı yoktur. Her konuda yazar.
Bazı edebiyat otoriteleri maalesef şekil üzerinde kalmışlar, sadece öğrendiklerini öğretiyorlar, yeniliğe açık değiller; eleştirilerini geçmişe ait bilgileri esas alarak yapıyorlar. Zaten dillerinden dökülen şu sözler her şeyi açıklamaya yeterli oluyor. - Ben 40 yıllık edebiyatçıyım, edebiyatın alasını bilirim! Edebiyatı bildiğin kesin de hocam, edebiyat ne için onu biliyor musun?
Şiirin içinde çok çok güzel ifadeler var bunlar sıklıkla geçiyor ve nasıl bir emek harcandığını gayet net bir şekilde belli ediyor...Uzun zamandır kalemini çok iyi bildiğim için altında ismin yazmasa dahi bu şiirin sana ait olduğunu hemen anlardım.Benim şiirlerde mutlaka olması gerek diye düşündüğüm şeylerden biri düşünce gücü ve bu gücün zenginliğidir ben daha çok bu yönüyle bakıyorum şiirine de... Bu şiir de yorum ve düşünce kapılarının açıldığı bir hava seziyorum...Büyük emek verdiğin çalışmanı ve seni kutluyorum Ayşegül yine okumaktan haz aldığım bir şiir düşürdün gözlerimizin önüne...Kalemin ve sen eksik olma emi.)
Bir yokuşu otomobille çıkarken iki şeyi yapmalısınız ki; yokuşun ortasında bazı aksilikler yaşamayasınız. Bunlar; Ya, gerekli hızı ayarlayacaksınız Ya düşük vitesi tercih edeceksiniz.
Bu şiirdeki ifade biçimi, ses ve akıcılıktaki uyuşmazlığı iki şekilde telafi edilebilirdi kanaatimce; Ya, mısra tekniği ve kelime seçimindeki uyuşmazlığı ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmalıydı, ( bu, ustalık ister ) Ya, hece ölçüsü 7+7’ ye indirilmeli ya da 8+8’ e çıkarılmalıydı..
Seçilen hece ölçüsü, hece şiirleri içinde belki de en zor olanıdır. Zorluğu sadece hece sayısını tutturmaktan gelmiyor muhakkak. Anlam, akıcılık, dilin takılmaması, sesin duvara vurur gibi vurmaması, sürükleyicilik, devamlılık ve bütünlüğün sağlanması, kopuklukların yaşanmaması, etkileyicilik, vurgu….vs…vs..
Şairenin neden bu ölçüyü tercih ettiğini sorgulamak okuyucunun görevi değildir elbette ama okuyucunun şiirden şiir tadı almasını düşünmek, bunu sağlamak görevidir.
Ayrıca, çapraz kafiyeli iki dörtlüğün (kıtanın) peş peşe sıralanması ile oluşturulan sekizli bendlerin birbirleri ile bağlantıları sağlanamamıştır. Dört mısrayı aşan mısra sayısının oluşturduğu bölümler bir şekilde (an zından kafiyesel olarak) bütünlük arz etmelidir. Bölündüklerinde ise bir yerde eksiklik meydana gelmelidir.Yani harç ve sıva vazifesi gören özellikler olmalıdır. Şaire, böyle bir şeyi tercih etmemiş , “ şimdi “ kelimesine sıva vazifesi yüklemeye çalışmıştır ama, bunun bu vazifeyi görmekten çok te’kid (sağlamlık ve vurgu) bile olmayı başaramamış, bana göre sadece “ tekrar “ olmakta kalmıştır. Sekiz bendin oluşturduğu bu çalışmayı dörtlükler halinde ayırdığınız zaman on altı dörtlük çıkıyor ve hiç sırıtmıyorsa sekizli mısra sayısının oluşturduğu bölümler(bendler) hâlinde sunmak neden?
Kelime seçimlerinde ise estetik ve ahengi oluşturacak dokusal uyum hiç hesap edilmemiş, mısra tekniğini bozacak seçimler yapılmıştır. Anlamsal mesaj çok yerde kafa karışıklığına ve durağanlığa dönmüş, sürükleyicilik, etkileyicilik ve vurgu göz ardı edilmiştir.
Şiir okunup bittiğinde akılda kalan nedir diye düşündüğümde ( okuma oranım da az olmadığı hâlde) şu diyemiyorum.
Kısaca, cesareti ve azmi başarılı buldum ama ürün için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Daha iyi şiirlerde buluşmak üzere..
Üç kez geldim gittim sayfaya ne yazsam diye. Ama..... Arkadaşım şiir o kadar güzel ki yazacak bir şey bulamadım. Kutluyorum ve seni ayakta alkışlıyorum. Sevgilerimle...
Nietzsche *********************************** Finalde ki alıntıya takıldı aklım... Ben varsam, ölüm yok. Ölüm varsa, ben yokum... Böyle birşey... Şiiriniz mi? Mükemmel! Takdirlerimle efendim...
şimdilerde hayat hep mi böyle ki ablam...şimdilere yazılmış güzel bir şiir..
şimdi hayat hep bir kaos..şimdi nevrotik bir köşe kapmaca insanlarda...ve garip bir dram salgını yüreklerde kol gezmekte şimdilerde...
atlatacak mıyız..atlatacağız elbet..ve dün olacak darağacına astığımız her şimdi..ve ezeceğiz bu ezinç zamanların başını...gülecek her duygu kendi içinde kendine...
ötenazi tek çıkışsa..ötenazi her ezinç duyguya..yaşasın diye hakedilenler...
Ya ben yanlış koşucuydum ya da yanlıştı parkur Malum bitiş çizgisine yarasız varamadım.
salt soğuk gerçeklikle..ismail'den bahseden bölümdeki gibi metafizik mistizim bir çok şey şiirin içinde yanyana duruyor..bölümler uzun görülsede sesli okuduğunuz da şiir ikişer mısra halinde sese dönüşüyor..ses uyumu buna yönlendiriyor..
sanırım ya günün şiiri olacak yada aday diye düşünürüyorum..
sn.Güncan sitede şiir yazma eylemini ciddiye alan ve çalışmalarında bariz emek ve şiirle ilgili bir birikime şahit olduğumuz bir şair..belii bir süre öncesinden takip ederseniz arayışları ve kelime seçim ve betimlemelerindeki seçiciliği ve kendine özgün olma çabalarını görebilirsiniz..bunları eleştiri olarak yazmıyorum..şair buldum ben tamamın dediği gün bitmiştir..o artık sürekli kendini tekrar eden bir plaktır..bu arama sonuna kadar sürmeli..
Düşler birer uçurtmaydı maviye uçurduğum İlkten kuyruğunu kesip çıtasını kırdılar. Mutluluk uzak ülkeydi hep gözden kaçırdığım Ona uzanan geminin rotasını vurdular. Şimdi ömür bir sınav bin çoktan seçmeli soru Tüm yanlış seçenekleri sırayla eliyorum. Şimdi bir yanlış götürdü elde kalmadı doğru İkmale kalmış kulların yurdundan geliyorum.
kırılan uçurtma ,rotası vurulmuş gemi,hayata dair umutsuzlukları sorular kitabına alırken..hayatın bir sınav olduğunu söylerken..sınavada itiraz var aslında...."ikmale kalmış kullar" müthiş bir betimleme..bir bölümün içinde bir sürü şiir adı ve tema var gibi..sanki bıraksa çok daha uzayacakmış şiir gibi
Ben ki dili kelepçeli dili zeval dili lal Aşk lisanı mühürlenmiş müebbet mahkûmuyum. Sevdaya haram kılındım intiharlara helal Tüm mezarlara serpilen diyar-ı gam kumuyum. Şimdi azad eyliyorum açık kalsın pencere İçimdeki güvercini semaya salıyorum. Şimdi sürgün de etseniz uğraşmayın boş yere Bahrın haylaz çocuğuyum sahili yalıyorum.
sizi ayakta alkışlıyorum tebrikler bu dizelere ne dense az bence
Şimdi her devrik cümlenin meçhul yüklemi benim Kanımla not düşüyorum yitip giden maziye. Şimdi her savruk bedenin kırık eklemi benim Hararetle susuyorum mutlak ötenaziye. Şimdi ürkek bedeviyim elemin yollarında Ve yazgımın karasını Kahhardan biliyorum. Şimdi hamuşan eviyim ölümün kollarında Soyunuyorken hiçliğe mağfiret diliyorum...
kaleminiz dert görmesin basta uzun uzadiya okudum güzel misralariniz ve bizlerle paylastiginiz icin tesekür ederim saygilar
Derin ve anlamlı dizelerdi... İçim titredi okurken... Güzel bir anlatım susmak lazım şiiri dinlemek lazım... Yüreğinize sağlık... Bernaca Sevgilerimle...
Yasemin sözü bittiği yerde ne yazsam ne desem o güzel yürek sesine şiirdi ....... Sol yanıma alır giderim sustum ki şiir konuşmuş var olsun o güzel gönlün ve kalemın cici bak güzel ömrüne .... sevgiyle kal.....................
merhaba ey şair kutlarım sizi tüylerim diken diken bu resimde boylu boyunca uzanan siz misin gerçekten ? ne güzel bir şiir yaratmışsınız ölümlerden savrulup gittim içimdeki kendimden sustum... sustum ... hiçlikten hayata son noktayı koymuşsunuz gerçekten..
Ayşe hanım; sabırla, zevkle okuduğum bir isim, burada da rastlaşmak güzeldi,ben bu şiiri okumuştum çok beğenmiştim ve son günlerde okuduğun en güzel şiirlerden biri, kutlarım sizi ve yüreğinizi Ayşe hanım.
Şiir daha ilk dizelerde ben burdayım. Ben şiirim diyor, ve insanı öyle bir kendine çekiyorki... şiirin uzun oluşuda sizi sıkmadan bir solukta finale getiriyor. sonra tekrar tekrar okuma isteğini damağınıza yerleştirmeden bırakmıyor. çok şiirdi. saygı ve selam ile...
ki öyle sıradan sırf kafiye tutturmaca olmayan,duygu yoğunluğu olan bir hece şiiriydi. Ayşegüle her zaman yorum yazamasamda,şiirlerini izliyorum ve son zamanlarda olan atılımı ve başarısından ötürü kutluyorum. Sevgiler...
Ahir zaman öncesinden attığınız kancayı Çekseniz hayallerimden başka bir şey istemem. Alnıma kendim dayarım o soğuk tabancayı BIR UMUDUM OLSAYDI BİR YILDIZ SATIN ALIR ADINIZI YAZARDIM
Duygular gerçekten ustaca dile gelmiş.Ne çok yaşanmışlar var ki konuyu dağıtmadan bu oku oku bitmez ama baştan sona kendini okutan şiiri yazdırmış.Her türlü kederden uzak olmanızı dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden.Mutlu bir ömür dileklerimle selamlarımı,saygılarımı bırakarak ayrılıyorum sayfanızdan...