Şehrin Arsız Kızı
Beni hiçbir aşk şimdi bu kentte saklayamaz
Gözümde çiğ tanesi bir sevdayı kimse bulamaz Aşk bitti, sevda gitti Tükendi bütün inançlar Sendin o. Sevdayı öldüren Öldür hadi öyle git… Kuşlar mı kaldı özgürce gökte uçuşan? Bilirim sen bir sevdayı alt üst edip öyle gidersin… /Ben henüz hazır değildim, doğrulmaya çalışırken gittin Çiğ tanesi; anladım ki gün doğmadan bende bittin/ Sevdaydı yakıp yıktığın Yüreğimde enkazsın Şimdi bütün molozları, Bütün taş yığınlarını toplayıp attım yüreğimden Yağmurlar vardı şehirde Sana ibadet eden Sen bütün ibadetleri yıktın Bütün inançları da Gitmekti sana yakışan Sen sana yakışanı yaptın Şimdi bir tarih düşüyorum takvimden sensiz Yırtılıp atılmış isimsin artık Ne defterlerimde, ne şiirlerimde isimin kaldı Gittin öylece gittin Şimdi hangi tarihi solumaktasın? Kimi yaşamaktasın? Nerede yaşlanmaktasın? Bilmiyorum. Sarı yaprak gibi daldan düştün Rüzgâr savurdu artık uzak bir düşsün İnanmış inanılmamış ne varsa Yaşanmış yaşanmamış Yaşanmamaya mahkûm bırakılmış Bir sayfada öylece unutulmuş Bir takvimde yırtılıp atılmış bir tarihsin şimdi Miadı çoktan doldurdun Şimdi ben yağmur olup şehirlerini sele boğacağım Şimdi ben ne kadar beddua varsa dilimde Hepsini sana kusacağım. Adın kalmadı Sanın kalmadı Bir şehri yakıp yıktın bir tarihi unutturdun Gittin biliyorum Öyle olmalıydı belki de Oldu. /Arsız, utanmaz şehrin yüreğime bıraktığı sızı Bir nefeste tüketti aşk, içimdeki arsız kızı/ 30.092009 – Ağrı Mehmet Avcı |
Kutlarım harika bir şiir ve muhteşem yorum..
Saygım ikinize...