AAH İSTANBUL!
AAH İSTANBUL!
Konuştukça rûhumu, ne de güzel okşuyor Dili ayrı bir şeker, O canım İstanbul’un. Galata, Dolmabahçe, Üsküdar, Beylerbeyi Surları beni çeker, O canım İstanbul’un. Daha da güzelleşir ilkbaharla, hazanla Bâzen doruğa çıkar, gönül yakan Sûzan’la Ne de güzel ötüyor seher vakti ezanla Bülbülü başka şakır, O canım İstanbul’un. Ona yakışan da bu, artmalıdır artılar Dünü referans alsın değişmesin tartılar Yakamozla birlikte raks ederken martılar Boğazı başka akar, O canım İstanbul’un. İbretle bak dört yana, n’olur dolaşma seyip Dikili taşları gör, geçme ne var ki deyip Topkapı, Sultan Ahmet, Ayasofya ve Eyüp Her yanı tarih kokar, O canım İstanbul’un. İlk göreni öyle ki, kendine büyülemiş Gelmiş, geçmiş şâirler ne şiirler söylemiş Edâ, cilve, naz, sitem hepsini cem eylemiş Güzeli başka yakar, O canım İstanbul’un... O canım İstanbul’un, O canım İstanbul’un... Hanifi KARA |
Tebriklerim ve saygılarımla.