Yalnızlık Sancıları
Kuytu odaların rahminde yalnızlık sancıları,
Sessizlik voltasında, melankoli hancıları; Anılar tortusunda kaç asır geçti ömürden? Gözyaşı yanar şamdanda, gecelerin silueti kömürden. Ritmik yağmur taneleri düet yapmakta, Diş bileyen ayrılık, yeni bir işgale kalkmakta. Düşleri eskiten zamanın, yok freni; Durağı yok, mesai de bilmez, hasret treni. Sahte mutluluklar yüklü, metal vagonlar; İçinde gam yükünü taşımayan ne anlar? Bir kemanın tellerinde, yüreği ezilen bilir; Elif yalnızlığında bir beden, her gece çarmıha gerilir. Tunçtan bir heykel zanneder, kalbi taş olanlar, Ne bilsin katmerli sevgiyi, saç-baş yolanlar? Vefa şamandıraları, patlaktır ezelden; Ne halden anlarlar, ne de gazelden. İnzivaya çekilip, matemle at başı yarışamam, Ölümün ikizi ayrılıkla, bir türlü barışamam. Dağılmak yok defterimde, isyan yok; Artık, suni sevdalara karnım tok. “Sakınılan göze çöp batarmış” derler, Sana, el olmadan önceydi, verdiğim sözler. Varsın elemler girdabında savrulan kul olayım, Kalbimde Rabbim olsun da, kapıda çul olayım. 05.07.2009 Muhittin Alaca |
Ölümün ikizi ayrılıkla, bir türlü barışamam.
Dağılmak yok defterimde, isyan yok;
Artık, suni sevdalara karnım tok.
“Sakınılan göze çöp batarmış” derler,
Sana, el olmadan önceydi, verdiğim sözler.
Varsın elemler girdabında savrulan kul olayım,
Kalbimde Rabbim olsun da, kapıda çul olayım.
yüregine sağlık abi kalemın daim olma dileğimlen hoscakalın hersey gönlünüze olsun saygılar..