suna vakti…
bazı geceler uyku kapımı çalmaz
bu münasebetin cazibesine uyarım dışarıda inceden fena bir ayaz, ben iliklerimde soğukluğunu duyarım neden ve niçin hiç bilmiyorum suna vakti gelecek, kahve krizi tutacak; birkaç dize ve sürüklediği uçurum, müebbet yemiş bir sürgün gibi beni yutacak ve yine sabah olsun istemeyeceğim zamanın merhametsizliğine kafa yoracağım gayri muhtemel mahiyetine dair mühim ve gaddarlığına ilişkin aciz bir soru soracağım arkamı dönüp suskunluğuna söyleneceğim * * * * tenhada yazdığım vurdumduymaz satırlar, öyle karşımda durup gamsız bakmayın! biliyorsunuz en azılı hasmınız kim belki kendim, belki başıboş ve riyakâr, belki de açık denizlerde serseri bir mayın ve yine kalemime olamayacağım hâkim, durup durup birkaç mısra çatacağım * * * * suna vakti gelecek, fırtınalar kopacak içim sıra kıyamet gibi bir nara atacağım yokluğumu ilk ağızdan duyacaksın, seni derin bir okyanus mavisinde boğacak olur olmadık zihnimde nüksedecek adın şüphesiz geleceğin günü iple çekeceğim kim bilir seni alıkoyacak o arnavut inadın yoldan döneceğin endişesiyle karışık amansız bir korku kaplayacak nitekim dudaklarımı ısıracağım, suratım asık; suna vakti gelecek, fırtınalar koparacağım… |
arwen tarafından 9/6/2009 1:45:53 AM zamanında düzenlenmiştir.