0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1106
Okunma
rıhtım ve hüzünlü bir akşam, ucuz ve mağlup kadehte
mütemadiyen ızdırabı bir delik kayığın ve bir deli ayağın
şatafatlı mazlumun itaatkâr görüntüsü kadar sahte
haddi hesabı yoktur, pazar ağında yediğimiz dayağın
fransız ihtilali, rönesans, medeniyet, devrimlerdeki nam
topunun ithamı bir insan ömrüne sığar mı hiç arkadaş?
mavi gözleri çakmak çakmak, “hey gidi goca adam!”
kudretli sesinde vurgu; “‘kılıçla’ değil ‘sabanla’ savaş!”
raşit nadir,
İzmir İktisat Kongresi’nden…
“…Arkadaşlar; kılıçla fetihler yapanlar, sabanla fetihler yapanlara mağlup olmaya ve netice itibariyle mevkilerini onlara bırakmaya mecburdurlar. (‘Hey Goca Adam Hey’ / Hariciye Vekili Yusuf Kemal Tengirşenk heyecanına hakim olamayarak söylemiştir.)
…
Efendiler, siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler uzun ömürlü olamaz…” Atatürk (17 Şubat 1923)