vazgeçmek!..
tokuşur kadehler usulca, avuçlarımız soğuk
yol kıvrılır geçer burası melunlar konağı mavi bir gecede kasvetli bir suskunluk hayal meyal hatırlarım, gözlerimiz kan çanağı ve yüzlerimiz veremli gibi soluk mesken biçtik bu ayyaş, loş sokağı ve bugün terk ediyorum seni senden evvel olmasa da terk edişim bütün terk edişlerden daha acı [ve şüphesiz daha vahim istanbul caddesinin taşları sıralıdır hani bir vakitler takıldığım o satış sorumlusu kızlar küfürler yağdırıyorum aklıma sen geldikçe bir gece karanlığında başımın üstünde dönüyor sanki kaybettiğim evsiz barksız yıldızlar sanki terk etmişler gibi hınzır ve densiz parıltıları bir bir sönüyor muhakkak ağır bir sillesi bu hayatın bilmiyorum, belki içlenmek hafif hafif belki bir vazgeçmektir nedensiz mehtap sen bana ne yaptın hangi emellerinde suspus oturmuş bu herif hangi davasında durulmuş, yere göğe sığmayan bu başı dikine huysuz muhalif uydurup avunduğum içim sıra bir yalan mehtap neden gittin öyle sessiz insafın yok mu senin, hiç mi için sızlamaz belki acılığını anlayamadığım üç duble cinfiz belki üç kurşun gibi düğümlendiği bir boğaz belki de oracıkta galata köprüsü gibi yıkıldım dibimde biten yalnızlık uzuvlarını sinsice sarıyor olur olmadık senden konuşmaktan sıkıldım hem ellerim unutsalar gözlerim arıyor hem duruşun önümden bir türlü gitmiyor öyle küstah sırıtıyor suratın, mağrur bakar sövmek istiyorum kimi vakit, kinim bitmiyor inan bilmiyorum, şişe diplerinde nasıl nefret ettim senden bu kadar… |
....tebriklerimle.