Yediveren güldür yedi tepesi Bülbülü şakıtan dildir İstanbul Boğaziçi, fatih, inci küpesi Cennetten süzülen baldır İstanbul
Hadis-i Şerifle müjde olmuştur Bin dört yüz elli üç nurla dolmuştur Güzeller güzeli namı almıştır Anlatılmaz endam haldir İstanbul
Kanadı hilaldir yıldızlar dolu Aşiyan Kalamış bir cennet yolu Her dine açılmış sıcacık kolu Kıtaları tutan eldir İstanbul
Rabbimden emanet Türkoğlu Türk’e Sahipken Hırka-i Şeriften kürke Nazara gelip de, uğramaz terke Kem olan gözlere züldür İstanbul
Kalplere nakşolmuş günü gecesi Bütün şehirlerin odur ecesi Ne söz yeter ne de şiir hecesi Erenler omzunda şaldır İstanbul
İHSAN TURHAN
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Size tamamen katılıyorum... Lakin şuna da kalben inanıyorum, yeryüzünde hi,ç bir şey onun iradesi dışında olamaz. Fatih'in İstanbulu fethine izin verdiyse, bunu da bir şekilde müjdeleyeceğini düşündüğümden belki de o hesaba inandım. O ya da bu şekilde İstanbul bizimdir ve güzeldir. Şiirin ana temasıda bunun üstünedir...Benim başkaca bir niyetim yoktur... Saygı benden sayın Makman... Ayrıca teşekkürler, eleştiri geliştirir diye düşünenlerdenim...
Sayın Turhan, belirttiğiniz hadis-i şerifi ben de biliyorum. Benim aklıma takılan "sure" kısmı idi ki onu da açıklamışsınız. Elbet görüşlerinize saygım sonsuz. Ancak ben, Kur'an'daki ayetlere evrensel anlamlar yüklenmesi taraftarıyım. Bazı harflerin rakamsal anlamlarını toplayıp çıkararak yüce kitabımızın anlattığı evrensel ilkelere çok aykırı sonuçlar da elde edilebilir ki bunu yapanlar yüzyıllardır olmuştur. Bu yolla kıyamet tarihi bile belirleyenler var bildiğimiz gibi. Oysa gaybı ancak yüce Rab'bim bilir. Saygılarımla.
-- İstanbul'un Fethine geçmeden önce, 1408 sene önce zuhur eden ilahi Mu'cize ve Müjdeyi inceleyelim. Ondan sonra Fethi anlatmaya çalışalım. Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmuşlardır.
--Kur'an-ı Kerim'de, Sebe Süresi'nin 15. Ayetinde geçen; “Allah tarafından koruma altına alınan güzel bir belde vardır.” Bu Ayette geçen “Tayyib” çok güzel, “Belde” yaşanılan yer. “Beldetün Tayyibetün”de ise; Yaşanılan çok güzel bir belde(yer) ye işaret ediliyor.
--Molla CAMİİ Hazretleri (İslam Aleminin büyük Alimlerinden) , bu Ayet-i Kerime'yi incelemiş ve “Beldetün Tayyibetün” cümlesinin harflerinin “Ebced ” Heasbına göre toplam, 857(hicri) , Miladi 1453 yılını gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Bu Ayet-i Kerime’de Fethin Mu'cizesi gizlidir. Ancak Kalp Gözü açık olan Din Alimleri bu sırrı çözebilmiş. Biz müjdelerin kısa olanına alışmışız ve hemen olmasını isteriz. Ancak Fethin Müjdesi yaklaşık 857 yıl sonra gerçekleşmiştir.
--Yine “Kevser Süresinde”; “İnna E’tayna Kel Kevser, Fesalli Lirabbike Venhar...” ın içerisinde bulunan “Kel Kevser Fe” harflerinin Ebced Kodu, toplam; 857 çıkmaktadır. Bu da Hicri 857, Miladi 1453 yılına tekabül etmektedir. Bu Süre’de de İstanbul’un Fetih tarihine işaret edilmektedir.
--“Kevser” Peygamberlere verilen nimet, Fetih manalarına gelmektedir. Bu “Kevser” yani “Fetih” aynı zamanda Peygamber Efendimizin adını da taşıyan Mirasçılarına da verilirmiş. İşte bu “Kevser yani Fetih” Hz. Fatih Sultan Muhammed Han’a da verilmişti. “Kel Kevser”den sonra gelen “F” Harficeri bir kelimenin başına gelince, aciliyet gerektirir. Yani “Kevseri sana verdik, hemen(zanam geçirmeden) Namaz kıl, Secde’ye git” mealine göre hareket eden Fatih, İkindi Namazını kılarak hemen Secde’ye gitmişti. Konunun başında ifade ettiğimiz gibi, her iki Süre’de de İstanbul’un Fetih Tarihi gizlidir.
--Bu iki Süre’de gizli olan 857 rakamı, 1453 yılında gerçekleşecek olan Türk Fetih Tarihinin Kur’an’da var olduğuna ve Kur’an-ı Kerimin’de Türkler’in varlığına üstü kapalı değindiğini görmekteyiz.
--Yine “Maide Süresi 54. Ayet” te de Türkler’e işaret etmektedir: “Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, şunu (iyi) bilsin: Allah onun yerine öyle bir kavim getirecek ki, Allah onları sever; onlar da Allah’ı severler, Mü’minlere karşı yumuşak gönüllü, Kafirlere karşı onurlu ve başları yukardadır; Allah Yolunda mücadele ederler(ölüme atılırlar) , dil uzatanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın ihsanıdır. Onu dilediği kimseye verir. Allah’ın İhsanı geniştir, her şeyi bilendir.”
Size tamamen katılıyorum... Lakin şuna da kalben inanıyorum, yeryüzünde hi,ç bir şey onun iradesi dışında olamaz. Fatih'in İstanbulu fethine izin verdiyse, bunu da bir şekilde müjdeleyeceğini düşündüğümden belki de o hesaba inandım. O ya da bu şekilde İstanbul bizimdir ve güzeldir. Şiirin ana temasıda bunun üstünedir...Benim başkaca bir niyetim yoktur... Saygı benden sayın Makman... Ayrıca teşekkürler, eleştiri geliştirir diye düşünenlerdenim...
Sayın Turhan, belirttiğiniz hadis-i şerifi ben de biliyorum. Benim aklıma takılan "sure" kısmı idi ki onu da açıklamışsınız. Elbet görüşlerinize saygım sonsuz. Ancak ben, Kur'an'daki ayetlere evrensel anlamlar yüklenmesi taraftarıyım. Bazı harflerin rakamsal anlamlarını toplayıp çıkararak yüce kitabımızın anlattığı evrensel ilkelere çok aykırı sonuçlar da elde edilebilir ki bunu yapanlar yüzyıllardır olmuştur. Bu yolla kıyamet tarihi bile belirleyenler var bildiğimiz gibi. Oysa gaybı ancak yüce Rab'bim bilir. Saygılarımla.
-- İstanbul'un Fethine geçmeden önce, 1408 sene önce zuhur eden ilahi Mu'cize ve Müjdeyi inceleyelim. Ondan sonra Fethi anlatmaya çalışalım. Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmuşlardır.
--Kur'an-ı Kerim'de, Sebe Süresi'nin 15. Ayetinde geçen; “Allah tarafından koruma altına alınan güzel bir belde vardır.” Bu Ayette geçen “Tayyib” çok güzel, “Belde” yaşanılan yer. “Beldetün Tayyibetün”de ise; Yaşanılan çok güzel bir belde(yer) ye işaret ediliyor.
--Molla CAMİİ Hazretleri (İslam Aleminin büyük Alimlerinden) , bu Ayet-i Kerime'yi incelemiş ve “Beldetün Tayyibetün” cümlesinin harflerinin “Ebced ” Heasbına göre toplam, 857(hicri) , Miladi 1453 yılını gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Bu Ayet-i Kerime’de Fethin Mu'cizesi gizlidir. Ancak Kalp Gözü açık olan Din Alimleri bu sırrı çözebilmiş. Biz müjdelerin kısa olanına alışmışız ve hemen olmasını isteriz. Ancak Fethin Müjdesi yaklaşık 857 yıl sonra gerçekleşmiştir.
--Yine “Kevser Süresinde”; “İnna E’tayna Kel Kevser, Fesalli Lirabbike Venhar...” ın içerisinde bulunan “Kel Kevser Fe” harflerinin Ebced Kodu, toplam; 857 çıkmaktadır. Bu da Hicri 857, Miladi 1453 yılına tekabül etmektedir. Bu Süre’de de İstanbul’un Fetih tarihine işaret edilmektedir.
--“Kevser” Peygamberlere verilen nimet, Fetih manalarına gelmektedir. Bu “Kevser” yani “Fetih” aynı zamanda Peygamber Efendimizin adını da taşıyan Mirasçılarına da verilirmiş. İşte bu “Kevser yani Fetih” Hz. Fatih Sultan Muhammed Han’a da verilmişti. “Kel Kevser”den sonra gelen “F” Harficeri bir kelimenin başına gelince, aciliyet gerektirir. Yani “Kevseri sana verdik, hemen(zanam geçirmeden) Namaz kıl, Secde’ye git” mealine göre hareket eden Fatih, İkindi Namazını kılarak hemen Secde’ye gitmişti. Konunun başında ifade ettiğimiz gibi, her iki Süre’de de İstanbul’un Fetih Tarihi gizlidir.
--Bu iki Süre’de gizli olan 857 rakamı, 1453 yılında gerçekleşecek olan Türk Fetih Tarihinin Kur’an’da var olduğuna ve Kur’an-ı Kerimin’de Türkler’in varlığına üstü kapalı değindiğini görmekteyiz.
--Yine “Maide Süresi 54. Ayet” te de Türkler’e işaret etmektedir: “Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, şunu (iyi) bilsin: Allah onun yerine öyle bir kavim getirecek ki, Allah onları sever; onlar da Allah’ı severler, Mü’minlere karşı yumuşak gönüllü, Kafirlere karşı onurlu ve başları yukardadır; Allah Yolunda mücadele ederler(ölüme atılırlar) , dil uzatanın kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın ihsanıdır. Onu dilediği kimseye verir. Allah’ın İhsanı geniştir, her şeyi bilendir.”
İstanbulu anlatan şiirleri çok seviyorum.Belki de İstanbul'u kendisinden çok aşıkları sevdiriyor.Bu güzel şiir İstanbul aşkımı kabarttı iyice.Ne güzel ne sade ne hoş bir üslup.Mana bulunmuş yerine konulmuş.Saygılarımla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.