Yalanlı Doğru OyuncağımŞiirin hikayesini görmek için tıklayın hala o şahısla uğraşıyorum. başkası olarak kendimi ve asıl hayatı anlatıyorum.onun birşeyleri anlamasını sağlıyorum. ama kendimi gizleyerek... bir gün söyler miyim bilmiyorum ...ama şimdilik şiirlerde kalması iyi olur durumun
Oyuncağımsın, ama…
Farkında değilsin. Kendini vezir sanıyorsun ama… Bir piyondan farklı değilsin. Tek farkın tek piyon oluşun Ve istersem seni geri döndürebilirim! Uzaktan oyun tahtasında gölgen kadar sandım seni. Yaklaşıp elime aldığımda; Tırnağımın ucuna anca kâfisin! Yok yok öğrenemezsin seni tutan parmakları. Bir kere kaldırdım, Ve hamlemi yapmadan seni geri koyamam, bilirsin! Şimdi inan bana! Seni oyun dışı ettiğimde; O zaman hayata geçirmişimdir, anla; Yaşadığını sandığın, bir oyundan ibaret! İlk önce kurallar koyacağım sana, Sonra bir vezire ya da basit bir piyona kaptıracağım! Zannedeceksin; bitti… Ama asıl gerçeklerle yüzleştiğinde; O oyuna hiç dönmek istemeyeceksin! Oyunlar gerçeklere işaret! Yalanlarımın doğrulara olduğu gibi… “59, 90 ve 1”… Bir günlük cerbezem. Hayatı eskimiş bir şehir ve bir dejavu kuşağı… Senin içinde bulunduğun kent, Ve mükerrer dönen o silindirde, Aşkı arayan bir hamlet! Elleri kenet… Affedilir kesik çizgiler, sonunda onu hakikate götürecek!; Aslında hepsi bitişik ve affedilmez bir ibretten ibaret! Sonu bir afet, Nihayetini hazırlar halka-i ihanet! Mükerrer ve eski o şehir; Çıkar elifle vavı… Memleketinde kalbinin aradığı, O Aralık’ın onbirinci yayı. Kentindeki Köşem’in merdiven aralığı. Katlardan o havayı içine çekip mütemadiyen çıktığın, Sonra sandalyeye oturup, sayfanda yazdığın. Ama yalanlı doğrularını okuyup cevap verdiğin. “59, 90 ve 1”… Bir günlük cerbezem. Hayatı eskimiş bir şehir ve hep aynı hikâyeler… Senin içinde bulunduğun kent, Ve mükerrer dönen o silindirde, Aşkı arayan bir hamlet! Elleri, kalbi “ne derler” ile kenet… Affını düşünmediği kesik çizgiler, sonunda onu hakikate götürecek!; Aslında hepsi bitişik ve affedilmez ibretlerden ibaret! Sonu bir afet, Nihayetini hazırlar halka-i ihanet! Sen başla çizmeye savunmanı, Önce “kef”… Ama unutma, o kef, kaleminden duyar esef! Sonra “vav”… Ve artık o vav, bestelerinde sana hitap etmiyor, dili lal… Devam et “ze”… Ama o ze, “59,90 ve 1” bir günlük cerbeze… Şimdi “sonra?” diye sorma bana! Kör olma, tut kalemi, yaz, anla! Kendi mahkemene şahitlerini sen getir. Ha şunu da aklında bulundur, artık o isim; Menziline girme derdinde değil! Şimdi bütün mütevazılığımla; Bundan sonra ne halin varsa gör, yaz, çiz, bil… Gözdenur ECELLİZZ |
Kör olma, tut kalemi, yaz, anla!
Kendi mahkemene şahitlerini sen getir.
Ha şunu da aklında bulundur, artık o isim;
Menziline girme derdinde değil!
Şimdi bütün mütevazılığımla;
Bundan sonra ne halin varsa gör, yaz, çiz, bil…
Ask malesef gunumuzde bir oyun haline dondu soylenen sozler bile manasiz bu kelime bile anlamini yitirdi cok guzel dille ifade etmissiniz kutlarim saygimla...