Çoksun SenSen karla örtülü bembeyaz bir yaylasın… Üstüne uzanıp gökyüzünün mavisiyle seni yaşamak istiyorum. Hani insan sevdiğinin kucağında ölmek ister ya; Uzanıp üstüne ölmek istiyorum. İşte ölüm o yayladaki karlar kadar soğuk! Sana sevdam gökyüzü kadar berrak ve mavi! İçimde özlemin o kadar sıcak ki; Sen ölümü ısıtıyorsun; Sen ölümümü şerefli kılıyorsun. Hasretten donan ellerimi senin beyazlığınla, Mavilenmiş sevdamla ısıtıyorum. Hep boşa çevrilen ellerim üşüdükçe, Gözlerinin maviliğiyle, beyazlanmış yaylalara kucak açıyorum. Üşüdüğümü söylüyor dizlerim, ben bilmiyorum. Sanki ölmüşüm, bedenen hissetmiyorum O soğukluğu, acıyı… Ruhum sana sarılmış, Beyazlığını eritmeden sarılıp ısıtıyorsun beni. Yoksun… Biliyor bunu mantığım. Yazılmamış şiirlerim de söylenmemiş şarkılarım da, Uykusuz gece masallarım, meddahım da Senden bahsediyor. Bana ben seni anlatıyor. O kadar çok şeye sahipsin ki aslında hayatımda. Mesela yazılmamış yazılarımı düşünsene! Ne kadar çoklar. Ya söylenmemiş şarkılarım?! Hepsi seni saklıyor! Onlar da aynı senin gibi; Yoklar, ama çoklar. Sen yaşanmamışsın, onlar dile getirilmemiş. Zaten bunlar seni anlatan ilk cümlelerim, İlk sayfalarım, yazılarım. Seni varlığa sığdırmaya çalışıyorum. Kendimin bana anlattığı masallar da, Daha anlatmadıkları da senden bahsediyor. Görülmemiş sabahlarım, daha izlemediğim filmler, Daha dökülmemiş yaşlarım, gözümü kapamayacağım geceler; Seni gösteriyor. Yürümediğim sokaklar da sana gidiyor. Adını taşımayan imzalarım, Çizilememiş, çizilse de sana benzememiş Resimlerimde zuhur edensin sen. Bende daha olmayanlar seninle! Yoksun sen! Bende olmayanlardasın sen! Bu yüzden hayatımda yerin büyük! Çoksun sen… Hep ağır basansın sen… Terkedilişlerimle, birlikte olduğum günlerdeki gibi, Yine olmayışınla yanımdasın sen… Etmediğin teselliler, tutmadığın ellerimdeki soğukluk, Bakmadığın gözlerimdeki karanlık! Bütün yokluklardasın. Bu yüzden hayatımda yerin büyük… Kimse yokluğunu, ne yokluğuyla ne de varlığıyla dolduramaz. Bu yüzden hayatımda yerin büyük, Çoksun sen, Hep ağır basansın sen… Hep bana kalansın sen, Hep sana kalanım ben. Birbirimize ayırtılmışız… Hele geceleri etmediğimiz muhabbetler, Birlikte çalmadığımız şarkılar… Birbirimizi kovalamadığımız yemyeşil bahçeler… Basmadığın yerlere basmadığım yerler… Bana göstermek istemediğin çiçekler… Yarım saatlik ayrılıkta korkmayan gözlerimiz, Donmayan bakışlarımız, birbirimizi aramayan ayaklarımız… Kavuşamadığımızda sarılamadığımız bedenlerimiz, Omzuna koyamadığım başım, Saramadığın sırtım… Hep var! Hep yaşanan bunlar! Hissettiklerim bunlar. Çoklar! İşte bu yüzden hayatımda yerin büyük! Her zaman ağır basarsın sen… Yoksun sen, yokluksun sen! Sahip olamadıklarımda sahip olduğumsun sen! Dokunamadığım, göremediğim, duyamadığım, Ve tanışamadığım sevgilimsin sen! Var mısın yok musun?! Var mı, yok mu olacaksın bilemediğimsin sen… Gözdenur ECELLİZZ (ÇEP) |