Ölüm ve Aşk Yazıtı
öldü, can verdi dediler
doğduğumda cana can kattı diyenler canı yandı oy kıyamam’larla ciğeri yananlar da canımı uçtu gitti bildiler üstüne toprak attıklarında organizmamın onlar için artık yoktum anılarında ve unutkan kalplerinde çoktan yerimi almıştım bile hani sen de sadece bir an sürecek demiştin o masada boylu boyunca yattığımda hatırlayınca gülümsedim öyle değilmiş meğer, bilmiyormuşun beni rahatlatmak için söylemişin. asıl filmin sonra başladığını sahi nereden bilebilirdin öldüm ve bildim canım can pahasına öğrendim diyemem çünkü hala burdayım çıkan can değil, canı tutanmış. sana söylemek için kimsenin söylemediğini sesleniyorum şimdi sana duymayacakmışın öyle diyorlar inanmıyorum, duyacaksın o kadar kıymetlimsin ki canın yanmasın benim için boşuna akıtma göz yaşlarını tut içinde, bak söylüyorum sürüyor can, sünüyor dokunmak için can bir alevsiz duman gibi başıboş özgürce seyrederken kılavuzsuz bir avcı onu yakaladığında beden çömleğine hapsedermiş hepimiz kafes canıymışız metremiz iki dirhem bir çekirdekmiş ve yakalanmış, sıramızı beklemedeymişiz gürbüzleşip salıverilmek üzere bir bahane ile canın da bir canı varmış girerken bir türlü çıkarken bir türlü başka bir can anlayamazsın sen bunu tabi bu ara anlatılmaz ki nasıl anlatsam sana canım benim ben öldüğümde çıkmadı canım tuttun onu bırakmadın sımsıkı kucakladın ölüm çıktı canım kaldı o kadar güçlüydün ki kainatı parmağında oynatacak kadar bu güç sende oldukça canımı sürdüreceğim canında buna sevgi diyorlar mitolojik zamanlardan beri ölmeyeceğim ben ne yerde ne de gökte var oldukça sende sarmaşık iki dumanız safalardayız her an senin hissettiğin her şey sen kadar bana ait sen sadece yaşamana bak üzülüyorsun evet ama ölmedim öldürmedin ve beni yaşatmaya bak nasıl mı benimle bak ben kok benim için seviş bana koş kırlarda üzülmememi istiyorsan sen huzurlandıkça ebed sarayında canımın kollarında yaşamın baharında sonsuz zamanlarda gezişelim kolkola iki can alev alev yıldızlara göçleri seyredelim ölümün öldüğünü zamanın vitesten attığını bebek kahkahalarından kelebeklerin doğduğunu birlikte izleyelim ben gördüm hepsini bedenden kurtulunca muhteşemdi manzara her renk nur gibi süzülmede ötelere şartı beni öldürme beni inciteceğini sanıp yaşamına küsme geçsene organik bedeni o zaten an an ölmekte ölmek için var olan o onunla sakın anma beni o öznen olmasın yüklemin kalsın sen keyflendikçe ben keyfleneceğim sen ağladıkça pınarlardan ben akacağım unutma sadece bir an biliyor musun o an için doğduğumu biliyorum o anı sürdürmek için canın bana canıma canım sana canına yanyana ve asla tutmadan bırakmamasıya iki özgür ve umarsız deli sen gelincik renkli ben fesleğen kokutalım hayatı ne varsa artık senin ellerinde ben sende oldukça varım küsmedim sana ve küsme sakın bana gitmeler yok, kalmalar da yaşamak var an an sen ne kadar yaşadın, hep bana haydi sen de bir avuç toprak at şimdi cansız bedenime ve yaşa tüm hücrelerinle her yaşadığın an ve ben de sende yaşamak üzere nefes al gülüm gül bebeğim ye iç seviş çocukların ellerinden tut sokaklarda sek sen sektikçe gülümseyeceğim kendin için her mutluluğunda benim içim kabaracak seni sevdiğim için gurur duyacağım mailis nalars aşk ve ölüm yazıtı |
selamlar...