SOYLULAR
güneşin su gibi akan perdelerden içeri girmesine, gerek var mı sence
duvara yaslanmış kağıt ve mürekkep kokulu binlerce hazine sıcağı ve aydınlığı veriyor zaten, yeterince …… * merdivenleri çıkmak …, bak hala ömrünü tüketmemiş, ne kadar aşınsa da basamak mermerleri biz yılmaz ve korkmaz sürekli adım olalım, çıkmak için bu merdivenleri ama sen, yorgunluk ve korkularınla, el-ele verip korkuluklara dayanma bana yaslan, yanındayım nasılsa, farkında olsan da, olmasan da … bir kapının önünde …, bunca soluk tıkanmasından sonra, sonunda değil en başında yaşamın söyleyecek ne çok şeyi vardır, bu bohem ve anason kokulu çatı katının gene de keskin geçsin senin bıçağın, ilk sözcüklerinin tam ortasından ki bilgelik koşusunda biz de koşalım, azalmadan ve yorulmadan … böyle bir gece işte …, öğrenmek olsun yok oluş sebebi, tavandaki dört kol örümcek ağlarının ve toz zerrelerine saklanmış, bütün zamanlara ait bütün karanlıkların böyle bir gece işte, söylenecek sözlerin sıra beklemesidir durak başında bir devrimin tam zamanıdır ya da, gün batımından, gün doğumuna … *** yani sevdiğim, bulutlar ne kadar örtmeye çalışsa da aydınlığını güneşin bu gezegenin atmosferidir ter kokusu, tüter her nefesinden emeğin başka ne yazar ki sözlükler karşısına, yaşamla sevişmelerin …. * yüksek bacalarda tütmek …., bir değil, bin değil, milyon değil daha fazla, bir sıcak ekmek kokusuna dünyalar yaratılıyor vardiyalarda, aldırmadan duman olup savrulmalara ister misin seninle susuz ve asfaltsız, bir çamur deryasında yürüyerek gün doğuşu biz olalım, çalalım bütün kapıları gün gibi gülümseyerek … büyük ateşin önünde …, ve izleyelim üflemesini çeşm-i bülbül ustasının, toprağı, suyu ve havayı bütün sarmal tutkuların üzerine giydirir gibi, yarını bugünden yaşamayı ah bir köşe başı kadar uzak ve çıkmaz sokaklar kadar kapalı olsa bile kapısı açılmayacak adres var mıdır, çalındığında kan-ter içinde … havada ter kokusu …, hamuruna sığmıyor hiç bir pencerenin, şafak yalnızlığında sabah ayazı ilk damla ter düşmemiş olsa da henüz, alından başlayıp gerdandan aşağı ateş çoktan almıştır kıvılcımını, ser yatağımızı şimdi sevişme vakti olsun çek bir nefes, önümüz deniz olsun, doğacaksa ay şimdi doğsun … Cevat Çeştepe Soylular; yani bilgi, yani emek ve mutlaka aşk …. |
evet,
aşk varsa içinde
emeğe değer veriyorsan
ve bilgiliysen
soylusun demektir...
çok güzeldi Cevat, sevgilerim çokça...