Salkım Söğütte Gurbetiçimde beklerken sabırsız nice kızıl kıyamet vurdukça onulmaz vurur yarılır nar kabuğum ölümden betermiş hasret ey,alnımda saklanan nefes her sayfasında hasret olan ses ! anlat, memleketteki destanı topraktaki ateşten ve denizden hayatı yaratan insanı ancak sen kokan bir gülün toprağı durmalı demirden penceremde dokunabilmeliyim sana sımsıcak sabrımdır mavi boncuktan aynalar kokun soluk soluğa adımlarımda güneşe çıktığım gün nehir doluydu gözlerim gölgesi bir ceviz ağacı kadar serindi suya sarkan salkım söğüdün yürümeyi öğrendiğim canım toprak çıplak ayaklarımdaki tozunu sevdim tutundum sana düşmelerimle kaç kez çamurundandır fırçamın yarattığı resim dudaklarımdaki son ses her girdiğinde şiirimin yürek evine sevgilim yağmur değmiş ıslak bir toprak kokuyorsun ah,memleket yare duyduğum hasret her dokunuşta yüreğimi ısıtırsın yağmurlu toprağını içime çekerim dağ taş bir Aslı yaslanır bağrıma yanar yürek Keremim başında duran yeşil dik selviler altında annem babam serinler kardeşim Şeref, bacım Esma ve on sekizinde Memet anlarım ki geçmişim de sonum da sensin canım memleket gözlerinle gözlerime ilmik ilmik Nazım Hikmet dokuyorsun sen bir ucunda hasret saçlarında rüzgâr öbür yanım burcu burcu memleket kokuyorsun Nazım unutulmaz elbet gül ağacından gelir bir esinti düşer salkım söğütten içime hasret yaşlı bir çınar üstüne yazılır dize dize bir şiir olur memleket Sait Açıkgöz |
Kendi kutulan ülkesinden sürüldü...
Bir çınarı çok gördük.......
Çünkü Anadoluda çınar bırakmadık ki......Saygılar