Fildişi Kırılırtandırda pişen ekmek kokulu kadınım aşk şiirlerimle süslensin aynan ateşli ve istekli sözcüklerimden adrenalin salgısında yenilensin endamın ama söz etmeyeceğim gözlerinin yeşilinden altı ayrı şehirde kaderi aynı altı kişi taşınır yeşil yürekleri nasıl da benzer birbirine kaderi aynı kişilerin arkasından acılı ve öfkeli kalkar yumruklar dişler kenetliyken sanki sloganlar tutkulu bir yemin bir makinenin bıraktığı barut kokulu ateşinden çığ en sıcak yerimize koptu kopacak kuğu boyunlum başını omzuma koyduğum bu sözlerin içinden en güzelini seç tükenmiyor hüzün aşk şiirlerimde ölüm haberlerinde kırılırken usum bayrak örtüsüyle ağır giderler yaslı anaların yitik çığlığı sızılar boğazında bir kıl kadar anlamsız kalır hayat yine yazgısı aynı kişilerin arkasında acılı ve öfkeli kalkar yumruklar kenetli dişlerle her slogan bir yemin yine sonra öfke hep yüzlerce adım önünde aklın ölüm göğüslenecek ipinde dizilir bir madalyon parıltısı katliam henüz anlayamadan tükenecek soluklar yanıtsız öfke bin çiçek koparacak her yeşili taşıyandan bin fidan sökülecek aynı nedenle bin halk ormanından ey içinde bin mum ile annenin yanışı şimdi, sevda şiirleri yazacağım üzgünüm sevgilim gökyüzünün en bereketli bulutlarının habercisidir gözlerin sevda muştucusu saçların dağılmış ellerime değmeden dokunmadan en yumuşak sevdamla sanma ki bu şiir bir mavi boncuk sevgilim dua tarlası ellerine ,dua fildişi kulemden yıldız kaymış gibi diziliyor sana o kadar güzelliğini yazıyorum da gülüş çiçeğim hep eksik kalıyor bir şeyleri bu aşk şiirinin oysa bütün güzel sözleri sunuyorum dizelerimin altın kupasında fildişim kırılır aşkım bir acının çığlığında tuz buz olur sırça saraylar midye dudağı incilim gözleri denizim sana daha yazacağım çok aşk şiirim olacak elbet ama önce çözmeliyim bu ağır şiir yükünü içimden dudağımda salladığım bebeğim olmasa da kırılan saraylardan o yüreklerin altından kalkamam nisanım. kazanması güç olan ekmek ve aşım toprağa düşen yağmurum kadifem kutnu kumaşım halden anlayan yoldaşım |