Göç ZamanıBir sabah vakti acı bir sela okunsa minarelerde "biri ahirete göç etmiş " derdin anne sonra başlardı evlerden sessiz göçlerimiz ahret fısıltısıyla ağlardın dilinde Fatiha gezerdi sessiz Sokaklar eskiyip unutulur çocukluktan oyuncak isterdim kırık bir yaşamı verdiler dertler akıyordu oluklardan Ne çok çoğulmuşum seninle oysa içimin avlusunda yağmur suyundan ürken, küçük serçelerim vardı kimi sevsem hep çocuksu hâlâ bak yine yalnızım büyürken En iyisi mülkiyetli ve göçsüz o serçelermiş bence anne telaşla dolaşıp duruyorlar zamanın kıtlığından ilk ışıkta uyanıyorlar Serçeleri göç etmekten alıkoyan da ne neden göçlerimizle serçe kadar olamadık mutlu bir ömür olmalıydı hayatın bize borcu kayım bağlasak da birtanem hayat hep çözüyor hurcu Senden de kayım şu serçe eskiyen duvar birine ekmek veririm sıva yaparım yüzüne diğerinin ne duvarın sessizliği bozuldu hala evde ne ürkekliği tükendi serçenin Hani ya soğudu o sıcak kucağın olamadın bir serçe kadar kime sarılsam hala üşüyorum yağar üzerime kar Sait Açıkgöz |
Sokaklar eskiyip unutulur çocukluktan
oyuncak isterdim
elime verdiler kırık yaşamı
Ne çok çoğulmuşum seninle oysa
içimin avlusunda yağmur suyundan
ürken
küçük serçelerim vardı
kimi sevsem hep çocuksu hala
yalnız kalıyorum büyürken
yüreğine sağlık dost tebrik ederim