Yalnızlık Sığınağıellerim karanlık boşluğa çarpan dokunduğun yerde çoğalan yağmur ömrüme yazılan sözcüğü boğuyor acıları kuşatan rüzgar umarsız yalnızlık sığınağında yaralı bir çığlık anılara çarpıyor… vedalarda sıfatını arıyor zaman karanlıkta kaybolan siluetin ardından bakarak... kırılan sevdanın öznesi unutulmuş bir şarkıyı mırıldanıyor… - aşkın korlarından tutuşan ateştir yalnızlık hayat ise demir pençedir ölümün bileğini sıkıca kavrayan- göç vurgunu kırlangıç çığlık çığlığa kursağında kanayan bir elveda… başıboş akrebin ardından koşarken yelkovan çoğalıyor yüzümde safran varsın uyansın bulutlar uyansın düşler nasılsa sırılsıklam… oysa gülüşün güneşimdi yarınlarıma şimdi yaslandığın göğsüm çığlar altında yosun bağlamış hayaller aklımın koylarından süzülüyor yüzümün tenha kıyılarına... -ulaşılmazı arıyor içimin sularını kulaçlayan boğuluyor hatıralar isyan ırmağında- can yürürken canana sesinin sularını gönder hicranla tutuşan ruhuma bahtsız gün/doğumunda acıları kanlı canlı bırakırken kucağıma. |
karanlıkta kaybolan siluetin ardından bakarak...
kırılan sevdanın öznesi
unutulmuş bir şarkıyı mırıldanıyor…
çok güzel bir anlatım.. beğenmemek elde değil..