Karanfil SesiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bugün büyük üstad Edip Cansever’in aramızdan ayrılışının yirmiüçüncü yılı
Kendisini Saygıyla anıyoruz...
sustu
bir“ikindi üstü” mısralar avucunda sustu zaman son bakışın düşerken şiir ağacına yalnızlık saçağına sığındı tüm kelimeler upuzun hüznü kuşanarak başı kucağında... seyyahtın hayatın tozlu yollarında bir cebinde yeşil elma bir cebinde mektuplarla yüreğinde sağanak konakladın k ı r ı k hanlarda... ... zamanıdır şimdi hüznü avuç avuç içmenin kaleminle yüreğinle can suyu verdiğin şiirleri yağmurlara feda etmenin zamanıdır şimdi sensizliği heceleyen sağır mevsimde dilimizde sözcükler koruk çığlık çığlığa bütün imgeler harflerin üstü başı kan sayfaların y/arasından izlerine akan... şimdi hangi usulden çalar yalnızlığın tiz sesi hangi ayrılığa denk düşer bu mayıs ikindisi alıp başını giderken hangi soluksuz vuslat karşılar bizi şiirin ıslak avuçlarından sıyrılan karanfil sessizce toprağı öperken... |
Bazen de mavidir
Düş bozumu yanlızlığın rengi!
Ya da;
Mor'a yapışır
geç kalınmışlığın, dengi gözyaşı...
_____________
Büyük üstad "Edip Cansever'i" saygıyla anarken;
sana da ufacık yüreğimle, kocaman sevgilerimi, ve saygılarımı yolluyorum dost
Adnan