Turnaların gökyüzünü içlerine çektikleri kadar,
Başaksı sevgilerin şiir göletinde çimerim.
Güzelliğin cezbeli gölgesi sevda ışığıma radar,
Ve gönül kıyılarıma hasret şelaleli dökülür pınarlar,
Ömrün cevherine mekân ötesinden can veririm.

Mekânlaşan, tutuşan ve koşuşan tutku setinin,
Rüyaları kıskandıran bir hazda demlenerek,
Ebedi çocukluğuma coşkunlaşmasıdır için için.

Uçurarak çil çil heyecanları dost burcuna asar,
Mutluluk dağına delişmen fırtınalar siparişlerim.
Gönül mürekkebim gönül yarımdan taşar,
Ve menekşelere göz kırparak koşan dolgun soluklar,
Bitmeyen duygu seyahatlerimi kuzey yıldızına denklerim.

En güzel dileklerden seçilmiş dua yelpazesi,
Yürek ve ruh elmasındın hüzmelenen can camında,
Sırmaşıklanan parıltılarla akortlanır endazesi.

Hilali gönül aralarında ışığın dansında bin bir tılsımla sallar,
Şuuraltımı emziren cansı hatıraları fısıldarım.
Can odunun bin vazgeçilmezliğindeki canlar,
Ve şimşekten nefesleriyle ruhun derinliklerine dalar,
Güz; yağmur ve düş mevsimi… Apansız ferahlarım.

Gönül genişliğinin meltem sınırındaki kanaviçe,
Arzu ateşiyle yanan, hilallik can ve cananla,
Bir destan gibi umut dirilir içten içe.

Sait Edip Akdağ / S. Edip Yörükoğlu