Okuduğunuz şiir 3.5.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Fısıltıların Son Dansı...
Süzülüyor saçlarının gölgesi avuçlarımdan Gidiyorsun bir ayrılık kelimesinin tınısına sığınarak Durdurmak ne mümkün Sen imkânsızlığın nefes verdiği bir gururdan güç alıyorsun...
Kelimelerim vardı sana yol göstersin diye dilimden topladığım Bir nasihat yolunda bin hataya kapılmış sevdam Hadi durma git...
Fısıltıların son dansıdır bu sergilenen Yaptığımız konuşmaları bir busenin üzerine serperek git...
Tenine inşa ettiğim gül bahçesini kurutup Eski bir vazoya yerleştirerek geriye kalanları Bakışlarınla sula masumiyeti Gövdeme düşen bir bakışın yeşerir orman olur Kim bilir? Kurak bir çehrede belki hayat yine bir yolunu bulur...
Son eylemi gövdemin sana gösterdiği Düştüğüm yerde izi çıkan gururun kendisi Bir pamuk ipliğinden patika yollar ulaşırdı endamına Kavrayamadan koptu... Göçtü yanaklarım Ölümüme sustum...
Son yıldızını da alıp gecenin Kül kıvamında bir bedeni Kanat çırparak saçıyorsun somut bir rüyaya Hadi git...
Ortadan ikiye böler gibi bir ekmeği Karın tokluğu niyetine bir dilenciye Sadaka olarak veriyorsun sevgimizi
İsyan etmek çaresiz Sen çareyi boynuma sarıp kör bir kuyuya salıyorsun Sen bir aşkı sorgulamadan idam ediyorsun...
Bal rengi bir deryada Yüzmek gibi gözlerin Bilmiyorsun Düştün mü içine Boğulmamak imkânsız...
Arındırmadan günahlardan bedenimi Sevaplara gebe kalamadan sevgim Almadan sesinin huzurunu yastığımdan Ruhum çıkmadan dokuz boğumdan Gözlerime soyut bir resim çizmeden adımların Haberim olmadan sinsice savrul Savrul ki; Kırılmasın kalemi umutlarımın Arkana bakmadan Durmadan Susarak Git...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Fısıltıların Son Dansı... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Fısıltıların Son Dansı... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Gidiyorsun bir ayrılık kelimesinin tınısına sığınarak Durdurmak ne mümkün Sen imkânsızlığın nefes verdiği bir gururdan güç alıyorsun...
Ardına bakmadan, soluksuz duygularını sorgulamadan düş zamanlarına sığınmıştın bir kere... Oysa ben; ömürlerim vardı sana sevdiğim günbegün yaşlandığım bir aşk vardı uğruna zulamda sakladığım bir sevda vardı daha soğuk gecelerimde kollarımda ısıttığım birikmişti içimdeki sevgilerin çoğul takısı kurduğum cümlelerim eğilirken önünde şiirlerim ağlardı olmayışlarına bir sen vardın içimde sır gibi büyüttügüm bir de sen vardın benden öte gittikçe giden eski şarkıların aşkları vardı benligimde sana sakladığım lale devrinden kalma aşklar vardı beklettiğim görülmeyen bir sevda vardı içimde benden taşan bir türlü sığdıramadığım bir sen vardın bende her nefesimde tenimden yırtarak çıkardığım aslında görmediklerin vardı bende daha senden bile gizlediğim bir sen vardınki gözlerimde daha görmeye hazır olmadıgın bir de sevdam vardı sensiz büyütmeye çalıştığım, yokluğunda çektigim nefestesin cümlesinde ki edat bile soluksuz kalırken sensizliğime nasıl dayanılırdıki yokluguna, içimdeki sana akan yüreğim...git şimdi fısıltıların son dansında valsini yap...
Kelimelerim vardı sana yol göstersin diye dilimden topladığım
Harflerim vardı, esirgeme kurumundan gözyaşı toplayıpta kelime hazinemde sana kurduğum, bir kadın vardı daha elini tutmadığım, birsevda vardı daha uğruna gitmediğim...Sen ki kelimenin bittiği yer, daha yazmadığım destanlar, okumadığım şiirler vardı sana, götürmediğim bir cennet vardı daha görmediğin, git şimdi..
Tenine inşa ettiğim gül bahçesini kurutup
Ben geceden bir ay çekmiştim tenimdeki pas kokusuna, o bilmediğim kokuna yatmak için...
Göçtü yanaklarım Ölümüme sustum...
Suskundu dizlerim bağı çözülmüştü hayat sayfamın, ölüm kokan nefes soğuk gözlerden bakmaya başlamıştı, sevdanın ardışıksız zulmü dizilmişti bir kere, benliğime...yabancı olmadığım ölüm kelimesi hemen girmişti damarlarından içeriye, solgun düşünceler nefes almaya başlamıştı sen giderken, git şimdi...
Son yıldızını da alıp gecenin
Gök ağlamıştı sen uykuda iken, ben Saçgeceden tel tel karanlık çekiyordum seni aydınlatmak için ama ben anlatamadımki sevmeyen ve güvenmeyen bir yüreğe sevdayı anlatamadım, yazamadım uykusuz gecelerimin zamansız şafaklarını anlatamadım, yalnızlığımı saklımdan çıkaramadım...git şimdi gidebileceğin kadar...
Düştün mü içine Boğulmamak imkânsız...
Boğulmuştum zaten içlerinde, gözpınarlarıma yüklediğim duygularım vardı, her damlasında ölümler içtigim özlemler vardı benliğimde sınırsızca akan, hasretin vardı düşünürken içimi acıtan yokluğundu, içimde akarken titreyerek üşüdüğüm gözlerin vardı, içine baktıkça varolmadığımı düşündüğüm acı dolu yüreğimde, ağrılı yanlarım vardı bir bir şafak türküleri okuyan geceyi yatırmıştım bir kere karanlığımın içine, şafaksız sabahlarıma yazmıştım alın alfabesine bir kere, yazımdın çizgilerimde aklımdasın cümlesi değilmi idi, düşündükçe bağrımı yakan sensizliğe bandığım açlığımdı, bir türlü doyamadığım tenimde sakladığım, şuursuzca sevmelerim vardı terimde astığım cemrelerim vardı, güneşte kuruttuğum yasaklarım vardı, sınırsızca göz kapalı gidilesi bir sevda vardı daha, düşünmeden uğruna ölünesi bir yaşam vardı daha, nefesi beraber çekilmeyen bir kadın vardı daha, zulamda sır gibi sakladığım ama görmeden fısıltılarının son dansında kavelyen ben olmayacağım...
Haberim olmadan sinsice savrul Savrul ki;
Bulut üstü duyguların çektiğim nefese takılmasın, şimdi git ardında bilmediğin, yaşamadığın ve asla yaşayamacağın bir sevdadan seni haberder etmeyeceğim, çekeceğin vicdan azabıda bu olsun, gitttt....
Tenine inşa ettiğim gül bahçesini kurutup Eski bir vazoya yerleştirerek geriye kalanları Bakışlarınla sula masumiyeti Gövdeme düşen bir bakışın yeşerir orman olur Kim bilir? Kurak bir çehrede belki hayat yine bir yolunu bulur...
son bir umut belki...bir bakışınla yeşerecek gül bahcesi...can suyu olacak sevinc gözyaşlarım...hadi bir bak...ağlamak istiyorum.... tek kelime eleştiri olamaz...öyle yerli yerindekiki herşey...duygu öyle yoğunki...teprikleri mi bırakıyorum bir demet papatya ile...
günün şiirini kutlarım... o kadar belirgindi ki şiir sabah geldim ama yorumlayamadan çıktım... hüzünlü şiirlerin bendeki yeri daima başka olmuştur. bu şiir çok farklı bir şeydi... ve hak ettiği yerde işte... o güzel yüreğine sağlık kardeşim... sevgiler selamlar diyorum...
Sen çareyi boynuma sarıp kör bir kuyuya salıyorsun Sen bir aşkı sorgulamadan idam ediyorsun... ____________________________________
bu dizeler bile basli basina alkis gerektiriyor. yüregine bin selam olsun. nasil bir duygu, nasil bir yürek sesi, bunu yazan kalemi kutlarim. sectiklerime ekliyecek kadar cok begendim, harikaydi.
Sen çareyi boynuma sarıp kör bir kuyuya salıyorsun
Sen bir aşkı sorgulamadan idam ediyorsun...
bu ne can alıcı sözler şair.
bu ne güzel sevgiliye sesleniş.
sevgilerimle.