GÖRMEMEK-GÖREMEMEK
Her şeyi biliyorsun! Öyle mi sanıyorsun?
Bildiğin her ne ise resmedip çizer misin? Kendini Kerem sanıp, hayalde yanıyorsun! “O ateş gerçek” olsa, içinde gezer misin? Ol deyince olan sen, dol deyince dolan sen “Aç” deyince, açan sen “Sol” deyince, solan sen Aynaya baktığında boyu kısa olan sen Hadi O’nu inkâr et, görelim uzar mısın? Her şeye kusur bulup, sığmıyorken bendine Yalancı bir dünyanın düşüyorken punduna Kelebeğin ömrünü kıyas alsan kendine Acaba sevinir mi, yoksa ki kızar mısın? Başını kaldır bir bak! Sanki sonsuz gökyüzü! Hem sevinç var içinde hem tarifsiz bir sızı Bunca zaman içinde onca düşen yıldızı Ben yaparım diyorsan, yerine dizer misin? Yaşam denen şu köşkün bilmeden yapısını Niceleri aramış sonsuzluk kapısını Hani alan var mıdır dünyanın tapusunu? Eğer ki var diyorsan adını yazar mısın? Güneşi kim batırır, kim doğdurur şafakta? Aslında sen hepsini bir kenara bırak da! “Doğum benim elimde, ölüm değil son nokta!” Diyerek, ölmemenin sırrını çözer misin? Ben kendimce anlattım gördüğüm her ahengi Tek olandan başkası, oluşturmaz bu rengi! Yaratılan olur mu, Yaratanın mihengi? Görmemekte direnip, yine de azar mısın? İHSAN TURHAN |
sevgiler...