KONAK MEYDANI
KONAK MEYDANI
Konak meydanında, Hani o bildiğin yolda. Akşam yeni çöküyor. Yürüdüm pasaport’tan buraya kadar. Kafam oldukça iyi. Üç porsiyon çöp kebabı , Bir ufak da Yeni Rakı. Otele mi? Karar veremedim. Sensizlikten saptım o yola. Alaca karanlıkta bir yığın insan, Yürüyorum sallanaraktan. Midem bulanıyor ki sorma gitsin. Bira içsem diyorum. Bastırır her halde. Kenarda Köşem Piknik. Daldım içeri. Bir şişe Efes , Bastırıyor Saframı. Kaldırım kenarında bir Kör. Elinde piyango biletleri. Rengarenk , Japon yelpazesi. Yanık , cayır , cayır bir ses. Şarkı söylüyor. Ömrümün dikenli aşk yollarında , Elimden bir kırık saz geldi geçti. Kupkuru , Et, et, İki göz oyuğu. Şarkı devam ediyor. Artık , gözlerde yaş kalmadı. Sabır ile uslandı gönlüm. Başım piyangocunun başıyla ahenkli, Gırtlağım köpük köpük. İki kişi bilet istiyor 10 liralık. Biri 5 lira uzatmış. Kör yokluyor parayı. Parmakları göz , göz. 5 lira daha ağabey? Kahkahalar patlıyor. Artık gözlerde yaş kalmadı. İki puşt. 10 liralık bilet. Kalkıyorum yavaştan, Garson bağıra dursun arkamdan hesap diye. Puşta başka bir puşt lazım. Yaklaşıyorum bir elim ceketimin arasından belimde. Öde diyorum , öde. Bıyıksız olanın çıkardığı cüzdanından, Bir ellilik Köre veriyorum. Sarılıp beni öpüyor. Ellerim körün omuzlarında, Gözlerim , gözlerim diyorsun da dostum. Nice bakar körler var . Korkak pezevenkler. Gık demeden uzaklaşıyorlar. Yürüyorum kordon boyunca. İmbat senin kokunu taşıyor genzime. Rüzgara piyangocunun yanık sesi karışıyor. Kara talihimde bu yılda, Baharı görmeden yaz geldi geçti. Attila Bozoğlu – Eski Foça |