BELLİ Mİ?
Neresinden başlasam, bilmem nasıl anlatsam!
Baht mı desem, talih mi, yoksa bir tecelli mi. Tükenmez dertlerimi hangi dosta dinletsem? Sırdaşım güler yüzlü hem de tatlı dilli mi, O göz-göze sohbetin ikameti belli mi? İnsanlar ömür boyu hatıralar yaşarlar, Bazan kaçan trenin ardı sıra düşerler. Söz konusu paraysa uygun adım koşarlar! Mutluluğun fiyatı yirmi beş mi, elli mi, İçten bir muhabbetin tarifesi belli mi? Perişanlık diz boyu herkesin bir derdi var, Kimi kader kurbanı, kiminin de gönlü dar. Can ölür Hakk’a yürür, ayrılık akla zarar! Üsküdar’ı geçenler bizden uzun kollu mu, Keşan’lı mı, Van’lı mı, memleketi belli mi? Cinsi bozuk hububat kırk gün pişse kaynamaz, Ak süt emmiş yiğidin, sağı-solu oynamaz. İki cami faslında bocalayan beynamaz, Çekinmesin söylesin kalbi doğru yollu mu, İstikamet neresi, güzergahı belli mi? Hayata sofra dedik, donattık azar-azar, Oturup düşünmedik alnımızda ne yazar? Kimisi evli-barklı, kimi de bekar gezer, Enişteye sormalı; iç güveyden halli mi, Yareniyle geçimi şeker, şerbet, ballı mı? Dosttan gelen zehire esas durmuş engerek, Görünen köy meydanda, kılavuza ne gerek. Nihayette ihtiyaç; bir kazmayla bir kürek! En sondaki kundağın yeşilli mi-allı mı, Üstündeki deseni, yıldızlı-hilalli mi? Nerde bir mağdur görsek, bize düşer tasası, Yıkmak değil, yapmaktır bu işin hadisesi. Adam, adam olmalı uzun lafın kısası, Her frapan gezenin, ruhu kelli-felli mi, Anasını biliriz, babası da belli mi... Orhan BÖRÇEK (Ozan YESARİ) |
Görünen köy meydanda, kılavuza ne gerek.
Nihayette ihtiyaç; bir kazmayla bir kürek!
En sondaki kundağın yeşilli mi-allı mı,
Üstündeki deseni, yıldızlı-hilalli mi?
yüreğine sağlık harika bir şiir olmuş
hep şiir yazan kalemniz hümanist yüreğiniz melankolik sevdanız daim olsun