AŞK OLSUN SANA
Hani zor günlerde elini tutan,
Senin için zehri bal diye yutan. Sayende bu günü, dünü unutan, Bir dostu yıktın ya, aşk olsun sana …! İzaha çalıştım anlayamadın, Masum feryadıma kulak tıkadın. Finale koşarken ben adım-adım, Yanımda yoktun ya, aşk olsun sana …! Vakurla yoğrulduk onurumuz var, Kendimize göre yorumumuz var. Servetten evladır gururumuz var, Başıma kaktın ya, aşk olsun sana …! Bir zaman töremi haklı görürken, Şimdi ne değişti, nedendir öfken? Fetbaza aldanıp durup-dururken, Canımı sıktın ya, aşk olsun sana …! Doksan dokuz yerden kırdın kolumu, Çıkmaza uğrattın, doğru yolumu. Söktün de kökünden umut dalımı, Hicrana diktin ya, aşk olsun sana …! Kalleş meclisine serdin postunu, Neye tamah edip soydun üstünü? Ucuza sattığın kadim dostunu, Ateşe yaktın ya, aşk olsun sana …! Bir sever, pir sever adam dediğin, Böyle miydi senin candan sevdiğin? Kurtlar sofrasında ne halt yediğin, Ortaya döktün ya, aşk olsun sana …! Bu yara amansız gönül yarası? Sana da gelecek yanma sırası. Tavrına yakışır katran karası, Şirrete aktın ya, aşk olsun sana …! Ahvalin mimarı hatrı neylesin, Sana-bana bakıp gönül eğlesin. Her önüne gelen bir şey söylesin, Sen başı çektin ya, aşk olsun sana …! Kalbin fetvasını tehdit saydırıp, Yargısız infazla hüküm giydirip. Sonunda başımı öne eğdirip, Zindana soktun ya, aşk olsun sana …! Mazeretin de yok, bir sebebin de, Alınacak ders çok, er kitabında. Cananı can yapan ar mektebinde, Sınıfta çaktın ya, aşk olsun sana …! Orhan Börcek |