KANATSIZ KELEBEKLER UÇAMAZYÂR vardı yâr diyemediğim Ayrılık olmayacak sandığım Taze açmış gül gibi umutlarım Bir can nasıl iki can olur derdim Tek kanatlı kelebek uçar mı hiç; Çırpınır Akmayan su nasıl dalgalanır bilirdim Güzel bir Nisan ayı, ılık bir gün Anamın ak helal sütü gibi hava Bugün Sadece ben çıplak, kemiklerim sızlamakta Gönlüm mavi denizler gibi delirmiş Ak-pak köpükler şenlik içinde Sandallar karaya vurmuş Günlerdir su yüzü görmemiş Dağlar çimen şimdi, öd yeşili akarsular Ne kovalayan biri var onu Ne kaçan birileri ondan Yeşil topraklar sensiz, lodos coşmuş Saçlarım tel, tel dağılmış Açmış bahar gülleri çıldırtan Bahçeme hüzünler dolmuş Musalla taşına yatmış gibi suratım Eteğimden tutmuş gibi ecelim Dalgınım, Dalgın ölü nasıl sever, sen bilmezsin ‘YÂR’ Bir çeşme dibine bükülüp yaslansam Ben ve yar, birde kurusundan yaban erik ağcı Sonsuz gökyüzünün altında Geç kalmış sevda şiirleri okusak Elime ak-beyaz sayfalar ağır gelse Ayaklarım sallasam öd rengi suların içinde Ne zaman anladım, zor tüm bu işler Marifet sensizde yaşamakmış Kemal Keçeli |