(6) KARA ZURNA
Ya, Dostum!
Yıl 73 . Akademi’nin kamburu yuvar, oluklu teneke barakalı geçici Kantini. Zar, Pul ve İnsan sesleri. Küfür, Kavga-kıyamet. 5 ayı geçen kısa dostluğun bitimine az kala. Sana son Mars’ım. Çay, Kave, sigara. 13 dakikalık oyun, 5 aylık dostluk zevki. Koltuk altıma sokup, mektebine gönderdiğin "Ceviz Tavlanın Gururu". Son Mars’ımmış meğer. "- Sıkıldım Hava alayım. Gideyim Kule Dibi’ne. Bekleme. Eyvallah !" Dediğin, dediğin de. Beklediğim... 7. Haziranda geldi haberin. Gazeteler küpür-küpür kapkara. Okyonusun dibine dek derin, 5 aylık dostluk günlerim. "- Dü Şeş! Gitti oyunun yarısı. Acemininde böyle ballısı." "- Penc ü Se! Mukalemun’musun, dostum. Renk değiştirme. Ver kararını, oyna" "- Dü Beş! Kırarsan, kırarım valla. Veresiye mi bu. Geri alma!" "- Cihari Dü! Hey bre. Yavudi Kapısı." "- Hep Yek! Salla. Açık! Geri alma!" "- Altı Dört! Haydi oradan, Sübyan. Oynamam ben. Sayarsan. Kırarım o parmakları. pulları gibi." "- Şeş Beş ! Oha! Ya acemi oynar böyle, şansına. Ya ben, Usta." "- Hep Yek! Bilek bu bilek.Al sana iki Direk. Bir kapı daha!"" "- Sebayi Dü! Tekrar salla, açık. Çarkına şey ettiğim ş’lu Şek!" "- Küfür etme! "- Se Yek! Çarşaf getir usta. Yine savurdu Şaşkın Tavuk, zarları acemi kelek!" "- Ağzını bozma!!" "- Kelek dedim, Hıyarın Yavrusu. Dama değil bu. Tavla. Salla!" "- Baban’damı?" "- Karıştırma Adamı. Kapılar kapalı. Ver Zarları" Cenazene gidemedim. Galata Kulesi şahidimdir; Ağladım sessiz-sesiz Köprü Altı’nda. Yüzme bilmesem, öleydim iyi, Haliçin pis sularında. Gözyaşlarımda boğulacağıma. Elveda! |