(7) İDA'NIN ONURUNA
1001 Pınar’lı Cennet İda,
Şiirdaşım, Kaz Dağ’lım. Şiirle kal. Elveda ! İşletmecim, Muzur Kiracım. Son sözüm ise, sana; 1’e 100 versende, o kırılası 10 Parmağında yetmeyecek bu yeşili paklamaya. Altın sende, Posa bende. Neresi eşit bunun? Bu mu senin 1’e 1 dediğin hesap ? Sen onu 1’dir 1 ile karıştırmışsın, Ahbap ! Hani çocukken oynadığımız, atlayarak atlattırdığımız sırtım üstünden. Eğilip-bükülerek,iyi bilirsin. Birde bunun "Çattı-Pattı, Kaç-Attı" lı, Şarkılısı vardır, Bağımsızlığın Bağbozumunda söylenecek. Aradaki fark; Atlamak, atlattırmak değil, Semersiz Eşşeğe biner gibi çökersin sırtlarına. Ve söylersin; "2 kere 2, 4 eder" Şarkısını. 1 koyup, 1 alırsan. Geriye Sıfır kalır. Bundan Yıllık Kazancın, İda’lım benim;; 100 000 ton çürük toprak, 300 000 ton zehirli, yan su, 600 000 ton acı, içtiğimiz, 1 000 ton Arsen, Nitrit, Nitrat. Bir o kadarda Sıhhat, Umut hayat. Hesapla bak! Şiir’inde Matematiği olurmuş meğer. Adı "İda" olursa, eğer. |