Usturalı Aşklar Saklamış Gözlerin-Aşk "Zavallı zakkum serpildi, zehirledi kendini"* kar dışarıda romantik bir sonbahar döküyor bir sevinç beyazlığında aşk sunuyor yüzün hâlâ alev alıyor bahar ıtırlı kokun bakışın çoban ateşidir nefesimin boynunu solluğuma tut, sevgilim biliyorum sen sıcağı seversin kar (yağmurla karışıktı ) ne çok güzel şeyler düşünüyoruz ............ kendi yağmurlarımızda bu kadar mı güzel ıslanmak sığmıyor parkın sessiz akşamlarına; yaprak sarısı hayaller dökülüyor ağaçlarımız yüzümüz huzurlu aşklardır ayrılık bulvarının sislerinde bizi düşünürüz çoban ateşleri gözlerimiz olmasa sol yanımız ayaz alır üşürüz -Mutluluk "Saat kulesindeki akrep pinekliyor, bir yumup bir aralıyor göz kapaklarını. doğmamış bir çocuğun beşiğini fır fır çeviriyor yelkovan, ve iki insanın sevişmesini bekliyor çocuğun ruhu" kar dışarıda romantik bir sonbaharı döküyor kasımpatılar mor soluyor saçlarında /ben kasımpatılara sen koktukça tutuluyorum/ tebessümler yüzünde aşk döküyor silinen sarı renklere hercai saçın değerken bu yüzden gülmeleri şımarık sevişim çocuklar topluyor oyun oyun baharlarda daha parklara sevincin sulu sepken çöküyor kar çekingenliğinle yüzüne düşüyor aşk bulunma hâlinde kalıyor sözümün en ehli fısıltılarım değiyor yüzüne bedenimde yine başlıyor çoban ateşi adım gibi biliyorum sen sıcağı seversin sarmaşığız kışın en uzununa sımsıkı utanmakla henüz tanışmadık -Uzaklaşmalar "Sonsuz kış başlayalı kims kimseyi duymuyor zaten buzdan bir perdesi oldu herkesin" kar romantik bir sonbahara ölüm döküyor ucuzluktan seçilmiş bahanelerle; şiirin intiharlarında parçalanmışım asılıyım dizelerine dar ağacının : - ne diken olup battın be gülüm ne bir an olsun bitti bu zulüm sıcak iklimlere açıldık akşam gurubunda gözlerine ipekte usturalı aşklar saklamışsın ticaret rüzgârlarında liğmeledin yelkeni ihanetin acı gerilimi üstüm başım Ey, büyük aşklar kusun ! yoksun, var olan tekliğin tanrısal yanlızlığı bu parkta kasımpatılar mor ölüyor garip bencileyin üşüyorum sonbaharın her yaprağında değeri eksi hayatın düşümün en yükseğinden düşüyorum üşüyorum... *tırnak içindekiler Adnan Satıcı’nın Dokuzuncu Blues şiir kitabındandır. Sait Açıkgöz |
............ kendi yağmurlarımızda
bu kadar mı güzeldi ıslanmak
sığmazdı parkın sessiz akşamlarına;
yağmurlar sizin kaleminizde aşkı simgelemişti önceki dizelerinizde şimdi yağmurlara sitem var saclarınıza dökülüverenden...acabalarınız var benmi yanlış ıslandım sorgulamaları...
/ben kasımpatılara sen koktukça tutuluyorum/
kasımpatılar kokusu cağrıştırmış aşkın sesinin...
şiirin intiharlarında parçalandım
asıldım dizelerin dar ağacında :
şiirlerde intihar eder küser bazen kalem...
ne diken olup battın/ ne gülüm olup koktun/
özlemin başa çöktü/ neden yanımda yoktun-
gülün dikeni batacaktır elbet ama ufak bir sıyrıktır kimbilir...ki aşk bazen acı ile kavrulduğunda güzel değil midir..
yoktun, üşürdüm sonbaharın son on bir yaprağında
değeri eksideydi hayatın
düşüyordum
üşüyordum...
üşümek yüreğin titremesi...aşkın yağmurlarında üşümenizi dilerim....
güllere kasımpatılara inat papatyalar yüreğinize