SUKUT ALTIN KELİME...
Siyah bir manzume
Sızlanıyor yürekte Yok olma korkusuyla Dilde ağıt eskiler... Şekil şekil yanılgı Kem küm oyalı.... Öfke gecede zılgıt Seherde yorgun telaş Yıllarda öksüz garipsellik Düşte tensel uyanış.... ...u .....y ......a ........n .........d ............ı Mehtap.... Tanınmış gençlik Ilık ılık yanmakta.. Gemi demir almış çoktan Kalk gözlerim bağdaş kurduğun kıyıdan Bağdat’a giden gitmiş çoktan... Kalk gidelim dar olmadan, Gün geceye durmadan .... Gözdeki damla dudağa düşmeden... Hızlan telaş... Sızlanma !!! Suyu unutulmuş Sarı bir gülüm Dökülmüş yapraklarım Yanık sarı dallarım Yıldızlar saçlarımı yakmakta Düşlerinden düşmüşüm düşüm.... Artık sen ........D .........ü ..........ş ...........ü .............n ..............!!! Tepeden tırnağa Sınırsız diretmişken gençliğim Pirim olmuş inanmışlığım Hayra alamet sayılmayan... Günde yanılgıya düşmüşüm... Yokluğun buğusunda dem alır sitem Müzmin bir tebessümle... Adı kehribar Güne hava basarak Atıl sayfalarıma giren... Dumanı heybet sanan.. Es geçtiği ezgilerin Kalemin hiç saydığı Süslü şeker gibi... Asalettir mütevazı dileğim Namerde altındır sukut... Yumruğu sessiz vuran... Derdinde değilim... Susamışlığım doğru söze... Feleğin cevri’ne sitemim .......o .........f ...........b .............e ......................................!!!! Duy da inan(ma)!!! |
okumaktan haz duydum
beğeni ve sevgimle