beni hatırla
beyazlar içinde elim göğsümde tam kalbimin üzerinde
size dönük aydınlığın umuduna avuç açmada karanlıkların zulmün üzerinde meydan okumada tam da o ince çizginin yaşarken ortasında kelebekler tüm renkleriyle etrafımda aynı ömrün kaderine tebessümle kanat çırpmada sen / siyahlar içinde uzakta yasadışı sevmelerinle adım altın sarısı buğday başaklarında ufukta alabildiğine rüzgârın sevdasının okşayıcılığına karşılık verirlerken sessizce dokun onlara yağmur damlalarını yüreğine sakla beni hatırla / bil ki güneş o an sizi sevgiyle selamlamakta ben / umut için dönerken kelebeklerle beyazlar içinde mekânım olmasın gökyüzünde gözlerimin hüznünün sevdası uğruna bıkmadan usanmadan izlerimi takip eden göğsümde tam kalbimin üzerinde her biri bir ülkede her biri acı bir çığlık ayrı bir resmin içinde bin yara bin kara delik hüznümün kuyularında deprem ve kasırgalarda silahların hain acımasız saldırışlarında her biri bir resimde can verenlerde elimi uzatamam sana açlıktan gözyaşlarına sinek konan bedenlerde akbaba’ya terk edilmiş minik bir yüreğin çığlık sessizliğinde her biri bir resimde hüznümün içinde bin yara bin kara delik kelebek ömrü sanki umurumda elimi uzatamam sana mekânım olmasın gökyüzünde sen / uzakta tâ ufukta gözlerimin hüznünün sevdası uğruna izimi bulup kara delik yaralarımın kuyularının içine düşmeden adım yağmur damlası buğday başağı süzülüp tüm renklerimle kelebeklere eşlik ederken dokun onlara beni hatırla / bil ki güneş o an sizi sevgiyle selamlamakta esen yele direngendi ya hesap soran asi saçlarım zamana yenik düştü tel tel sırtımda saplanan binlerce ok paramparça bedenim kanlar oluk oluk beyazlar üstünde ben düşmeden bulursan eğer bak kara delik kuyularına mekânım olmasın gökyüzünde görebilirsen bir kıvılcım bir ışık / bak / kendini göreceksin ve senden kaçışlarımın suskunluğunu anlayacaksın adım yağmur damlası buğday başağı dokun onlara beni hatırla / bil ki güneş o an sizi sevgiyle selamlamakta |
beni hatırla / bil ki güneş o an sizi sevgiyle selamlamakta
şirsel bir şölen okudum
efem
...