ÇİFT DALLI GÜLÇİFT DALLI GÜL insana dair toprakların haritasında izler bırakarak dokunduk hayata kimseler yoktu ortalıkta çıplak bir karanlıktan başka zaman eksilmeye başladı o an avucumuzdaki parlayan suda güneşin yüzünü gördük bütün sancıların türküleri adına kim bilir hangi uçurumun dibinde tarih kanamıştır ağlayarak kalbim gibi gözüm gibi aklım gibi yemin ederim ki gök kuşağında muhteşem bir renk daha var ama şimdilik bende bilmiyorum ismini can cana dostluğun öfkelenmiş düşleri için inanmış mutluluğun güveni ile bir çırpıda çıkarak kazılmış çukurlardan başlangıçlara gebe olan sonlarla yaşamın sınırındaki virüsleri çözüp mukaddes gücüyle evrenin işleyerek toprağı tabiatın rahminde gitmek istiyorum dilimdeki sonsuz bir melodiyle elbette soluğu kesilmeyenler vardır nasıl olsa kör bir aynada bıraktık sırtımızdaki acının suretini sonradan söyledi bilenler meğer bir yıldızın kaymasıymış hayat bir başka yıldızın yerine çakılan şimşekler şafağında göz yaşlarına teğet geçen rüzgarlar bozarak tabiatın güzelim sessizliğini ağırlaşan zamanın saçlarında anlatılan tüm hikayelerin ekseninde acıyarak baktılar güneşe ve insanlara fedakarlık yapan yoklukları sevimsiz acıları çok uzaklardan çalıp sessizce yontarak tarihin ergenliğini getirdiler kanı çekilmiş yasalarıyla sivri bir kılçık gibi ve damla damla biriken sevgimizde vurulunca taşıdığımız sesiz adalet bildik feryatlar duyuldu o vakit bildik tuzaklara yakalandık terleten soğuklarda hayallerimiz parçalandı hayata ve aşka dair ve nedense bildik fermanlar yazıldı sahipsiz kendimize ve çorak bir doğumun vurgun yemiş sızısıyla zemheri gecelerin arifesinde kımıldanınca fukara günlerde yeşeren sevdamız kımıldanınca soylu bir kırmızıyla ki tarifi kitabımıza uygun olsun diye bilmem kaç göbeğe dayanmış pınarlardan su içip katlanılmış özlem oldu kişneyen coğrafyalarda ve yükselen ve çoğalan umutlarımızla usul usul kabarınca toprak bil ki bir kuş havalanmıştır çift dallı gülden rotası çizilmiş rüzgarın yorulmayan yolcusudur o suçu bağışlanmış vicdansız bir çocuk sevinci gibi bir dayanılmaz destan kanatlarıyla sana gelir sana konar çift dallı gülden havalanan kuş güneşten önce uyanmış o kuşları dinledim su kenarında seni anlattılar önce yalnız doğuşunu sonra tek başına çoğalışını söylemişler yedi düvele aşklarını da unutmamışlar hiçbir zaman ve akınca üç telli sazdan yaşlı bir ırmak edasıyla biliriz ki bahar gelmiştir artık çiçek dalında sevilecek insan yürekte |