3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1031
Okunma
KIRILGAN SEVDALAR
baskın bir ayazdı yalnızlık
çabucak gelen
ve başını alıp giden hikayelere karışan
iptal edilmemiş izler duruyor göz önünde
onarılmayı bekleyen yaşam
henüz büyümemiş göğüs kafesindeki kuş
yada gelip geçen zamanda
paramparça eden kalbimizi
anlatsam incinir misiniz
neresi zordu ki yaşamın
duyulmasaydı zamanın tik takları
nokta koyulan başlangıçtan
meşgul eden seslerden
ömrümüzü gördüğümüz güneşin sarısından
çiçekten
ve ekmekten olan
bir topak sevgi yaptık sonsuz
düş ve resim yokken daha
kim bilir ne için çıkarmıştı ilk kavgasını
geceyle gündüz
hangisine aitti zamanın en güzeli
en fecisi
anlaşılmayan bir dil tarifiyle
çatlarken kötülüğün ar damarı
acemi bir işkenceci oldu hayat
ceylanlar vuruldu su içerken
çoğaldı sebepsiz intiharlar
alnımızın terinden oluşan
hayatı tamamlayan imkansızlık
yani ne varsa insana layık
hüzün hediye edildi yanında
desem üzülür müsünüz
ışık gibi
hapislik gibi
atıştıran yağmurlar var devamlı
şiirlerde yazılan cinsinden
aşkı da hatırlatan hani
açlığı da
adalet gövdeli hançerlerin yapıldığı
alemi cihanın
kızıla boyanmış başların kibarca devrildiği yerde
kenetleyip ellerimizi
dürüstlüğün mayasını çaldık yüreğimize
bu yüzden sövülmüş bir yasanın utancıdır çığlığımız
desem kırılır mısınız
telef edilmiş bir ömür sezebilir
duyabilir
ve söyleyebilir evrenin yapılmamış melodisini
güçlü ve kudretli sesiyle
vuruyor alnından zehir zemberek sözler
ürküten karanlık içinden ekleniyoruz kalabalığa
ölüm ve yaşamdayız
bilcümle aç gözlülük
pisleten ve temizleyen ne varsa bu dünyada
nöbetçi dakikaların güzelliğinde
ekleniyoruz kalabalığa
teker teker
hızlıca
çiçeklere sözümüz yok
bahçemizin gülen yüzü
hayatı nakışlayan eller
emekler
ve de ölümün efendisi kabulümüzdür
çünkü
kederli gecelerin ay ışığında
kırılgan sevdalarımızı çekerken biz
tesadüfen bulunmamıştı aşk
eminim ki bahara denk düşmüştür
desem inanır mısınız