Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
KİTAP
MÜZİK
ATÖLYE
günüm sen haftam sensin
Hakan İlhan Kurt
5,0 / 2 kişi ·2 beğenme · 43 yorum · 2541 okunma
Okuduğunuz şiir 29.1.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
günüm sen haftam sensin“simsiyah sayfada bembeyaz bir yazıyla; habîde resim olur bir heykel kırık dökük gamlara gizlenirken en mahrem serpintiler tenhalar girdabında bir lahza omuz çökük dil bağlı ey gülizâr sebebeyn fecri diler yayılır karanlığa geceler arsız arsız gölgende alnım yanar kor iner şehre birden kim kalır sokaklarda başıboş yapayalnız bilmezler çekilirken usulca yalın perden ürperir gonca bir gül görümü gönül şahit görümü göz aydını aşkınla düğüm düğüm bir tövbe sonrasına dönüşür bütün muhit azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm gülizâr ey sevgili aşkındır doğan güneş her sabah üflediğin o kutsal asrî miras aşkındır damar damar göğsüme ağan güneş ruhumu ışıtırken rengârenk bir ihtiras gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin yirmidokuzocakikibindokuz-mersin |
Şiiri Değerlendirin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
günüm sen haftam sensin şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yorumlar
Zülfikar Yapar Kaleli
6 Şubat 2009 Cuma 10:11:30
Cevap Yaz
abdullahecevit
2 Şubat 2009 Pazartesi 23:47:42
usta tebrikler tebrikler tebrikler. sizi her okuduğumda şairliğimden utanıyorum. var olsun asparuh ve şiirlerinde işlediği ince ruh..... selametle efendim
Sevgi Dündar
31 Ocak 2009 Cumartesi 15:13:00
paylaşmak büyük keyifti ustaca satırları
çok isabetli bir seçki..
kalemi kutluyorum...
sevgiyle şair...
çok isabetli bir seçki..
kalemi kutluyorum...
sevgiyle şair...
Sinan YILMAZ54
30 Ocak 2009 Cuma 23:51:20
ürperir gonca bir gül görümü gönül şahit
görümü göz aydını aşkınla düğüm düğüm
bir tövbe sonrasına dönüşür bütün muhit
azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm
Şiir adına dopdolu mısralar
Kelimeler yeni renkleri yeni çağrışımlarıyla zenginleştirilmiş
Severek okudum
Tebrikler
Sağlıcakla kalınız
görümü göz aydını aşkınla düğüm düğüm
bir tövbe sonrasına dönüşür bütün muhit
azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm
Şiir adına dopdolu mısralar
Kelimeler yeni renkleri yeni çağrışımlarıyla zenginleştirilmiş
Severek okudum
Tebrikler
Sağlıcakla kalınız
Hasan Sabbah
30 Ocak 2009 Cuma 22:09:42
sadece şiir alıp şiir sattım bir ömür boyu.uçurumun son çiçekleri açarken bağrımda
yani sensiz tenha hayata alışırken tam
sen çıktın karşıma
belki bir hayal
belki bir resim
kekemeliğimi affet
gövdene sindim şiirce...
beğendim.
yani sensiz tenha hayata alışırken tam
sen çıktın karşıma
belki bir hayal
belki bir resim
kekemeliğimi affet
gövdene sindim şiirce...
beğendim.
Hilal Kız
30 Ocak 2009 Cuma 21:30:14
Mersin hıı buram buram hem de öylemi çok güzel :)
Şairin yaslandığı temel teorik eksen modernizim ve sembol olan ana akımlardan süre gelmiş çalışmalar bütünüdür.Sözcüklerin matematiği dediğimiz şey kullanılmıştır ki bu birazda pazar anlayışıdır,sözcüklerin tutarlı bir şekilde dizgeye yansımasını tasarlarken uzun çalışmalardan geçilmiştir,belki bir nevi klavuzluk etmedir işte birazda oryantasyondur şiirin geleceği için.
Şair günümüz modernitesi ve öz Türkçe şiir arasındaki derin bağdan güç almıştır .Çünkü şair geçmişe mazi denilemeyeceğinin farkındadır.Bu toplamda temel kuramları baz alarak şiirin başka bir evrenini oluşturmuştur.Bu evren geleceğin şiir anlayışını bünyesinde barındırabilir.
Seri şiirlerin verdiği tadı bilirim demiştim başka bir yorumumda da.Gerçekten öyle.
Gülizar bir makam demiştik ve bir gül yanaklıya tekabul eder diye düşünmüştük.Sonra bir kitap aklımıza gelmişti Kulin dedik vs vs.Bu kadar manayı içinde büyütürken bir de farklı bir keyifle şiirlerini paylaştık şairle.Ne mutlu bana teşekkür ederim .
Hürmetler efendim.
Şairin yaslandığı temel teorik eksen modernizim ve sembol olan ana akımlardan süre gelmiş çalışmalar bütünüdür.Sözcüklerin matematiği dediğimiz şey kullanılmıştır ki bu birazda pazar anlayışıdır,sözcüklerin tutarlı bir şekilde dizgeye yansımasını tasarlarken uzun çalışmalardan geçilmiştir,belki bir nevi klavuzluk etmedir işte birazda oryantasyondur şiirin geleceği için.
Şair günümüz modernitesi ve öz Türkçe şiir arasındaki derin bağdan güç almıştır .Çünkü şair geçmişe mazi denilemeyeceğinin farkındadır.Bu toplamda temel kuramları baz alarak şiirin başka bir evrenini oluşturmuştur.Bu evren geleceğin şiir anlayışını bünyesinde barındırabilir.
Seri şiirlerin verdiği tadı bilirim demiştim başka bir yorumumda da.Gerçekten öyle.
Gülizar bir makam demiştik ve bir gül yanaklıya tekabul eder diye düşünmüştük.Sonra bir kitap aklımıza gelmişti Kulin dedik vs vs.Bu kadar manayı içinde büyütürken bir de farklı bir keyifle şiirlerini paylaştık şairle.Ne mutlu bana teşekkür ederim .
Hürmetler efendim.
Atilla Güler
30 Ocak 2009 Cuma 19:55:19
şiir gibi şiir okumanın keyfini yaşattınız
yürekten tebriğim
ve sevgimle
Nesrin Akalmış
30 Ocak 2009 Cuma 19:05:11
kutlarım asparuh
hem ince ince işlenmiş, dolu dolu şiiriniz için...
hem de olmayana neyin olmadığını, olana da neden olduğunu, içi birikim dolu bilgilerle yorum yazabildiğiniz için....
saygıyla...
hem ince ince işlenmiş, dolu dolu şiiriniz için...
hem de olmayana neyin olmadığını, olana da neden olduğunu, içi birikim dolu bilgilerle yorum yazabildiğiniz için....
saygıyla...
Hakan İlhan Kurt
30 Ocak 2009 Cuma 18:47:17
- Geldiği gün kutlu çağrı,
Bas, titresin yerin bağrı,
Doğu'dan Batı'ya doğru,
Bir yay gibi ger meydanı -
"Güzel olmayan ise, Osmanlıyı anımsatan sanat anlayışı ve artık dilimizde kullamılmayan yabancı sözcükler."
Osmanlı'yı anımsatan bir san'at anlayışı neden güzel olmuyor? Yâ dâ ardı ardına sıralayayım, kaburga muhabbeti inceliklerinizin eklemlerinde saklı dil adına girift endişelerinizi... Osmanlı, BabürŞah, Emir Temur, Altınorda, HarzemŞah, Selçuklu, Gazneli, Karahanlı, Uygur, Hazar, Avar, Göktürk, AkHun, AvrupaHun, BatıHun ve BüyükHun; koca bir coğrafyaya hükümrân manzumeler dizesi... Ve kültür okyanusunun derin mavilikleri... Adalar Deniz'inden Alltaylar'a ve hatta Roma'nın tâ kalbine kadar... Dilden kastınız bu sayfaların açılması mı idi, bilmiyorum; ancak, konuya buradan girmenin Mehmet Büyükçelik'e faideler sağlayacağını dahi günümüz TÜRK ŞİİRİ'ne ve EDEBİYÂTI'na daha geniş bir bakış açısı kazandıracağını ûmit ediyorum.
Geniş bir coğrafyaya hâkim olan bir 'ırk'a mensûbiyet, ezik ikâzlar ve riyâ yüklü hassasiyetlerin ötesinde kaynağı ulvî değerler olan vakûr bir duruşu bahşeder.
Bu kadar geniş toprağa yayılmış ve din zırhı dışında, bir çok milletlerde 'hoşgörü' temelinde iletişimde bulunmuş TÜRK DİLİ'nin, anasından yeni doğmuş gibi yahût üryân bir kefâretle günümüze portreler yansıtabilmesi asla mümkün değildir. Kaldı ki, yüzyıllar boyunca Arap ve Fars Dili ile haşir-neşir olmak zorunda kalmış olan TÜRK DİLİ'nde katışmaların olmaması akla ziyândır. Eski zamanlardan bugünlere bahsettiğim şekli ile TÜRK DİLİ, TÜRK EDEBİYATI'na cümle cümle mısra mısra işlenmiş; halk tarafından benimsenmiş ve dâhi kurulan devletlerde devletin sevk ve idaresinde, devletlerarası yazışmalarda ve devlet arşivlerinde kullanılmıştır. Bu sadece Anadolu'da değil, Türk'ün yaşadığı bir çok coğrafyada böyle olmuştur.
Tüm bunların yanında TÜRK ŞİİRİ'nin kendine özgü bir 'şiir dili' mevcuttur. Evet, bu şiir diline malesef komşu kültürlere ait dillerden de eklemeler olmuştur.
-Git danış büyük ceddine
Sor doğuda Çin Seddi’ne
Girmek kimlerin haddine
Sen açmazsan bir meydanı-
"Sözcük ve dil unsuruna bazı başarılı şairlerin neden gereken önemi vermediklerini anlamıyorum. Oysa şiirin ömrünü dili belirliyor."
TÜRK DİLİ'ne vereceğim gereken önemi sizden mi öğreneceğim, Mehmet Büyükçelik... Şiirin ömrünü dilin belirlediğini kavrayamayacak kadar cahil mi görünüyorum, yoksa...
-Çabuk söner şişirdiğin
Soya çeker devşirdigin
Kırk Bismillah’la girdiğin
Meydan, şimdi kir meydanı-
"Şiirin yaşanmış tarihi ve Cumhuriyet dönemi atılımları anlamsız mı?"
Ne alaka... Bir anlamı olsa ya da bir anlamı olmasa; Divân Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı, Türk Musikisi uğraşıları, Ozanlık-Aşıklık geleneği varlığını hâlâ sürdürebilir miydi? Yâ dâ hâlâ Fuzûlî ile hemhâl olabir miydik?
"Yazılacak şiirlerin daha güzel olması dileklerimle...kutlarım. Saygıyla."
Ne kadar samimi bir söz, Mehmet Büyükçelik... Aldım kalbimin bir köşesine koydum, bu ulvî değer taşıyan sözünüzü...
Bas, titresin yerin bağrı,
Doğu'dan Batı'ya doğru,
Bir yay gibi ger meydanı -
"Güzel olmayan ise, Osmanlıyı anımsatan sanat anlayışı ve artık dilimizde kullamılmayan yabancı sözcükler."
Osmanlı'yı anımsatan bir san'at anlayışı neden güzel olmuyor? Yâ dâ ardı ardına sıralayayım, kaburga muhabbeti inceliklerinizin eklemlerinde saklı dil adına girift endişelerinizi... Osmanlı, BabürŞah, Emir Temur, Altınorda, HarzemŞah, Selçuklu, Gazneli, Karahanlı, Uygur, Hazar, Avar, Göktürk, AkHun, AvrupaHun, BatıHun ve BüyükHun; koca bir coğrafyaya hükümrân manzumeler dizesi... Ve kültür okyanusunun derin mavilikleri... Adalar Deniz'inden Alltaylar'a ve hatta Roma'nın tâ kalbine kadar... Dilden kastınız bu sayfaların açılması mı idi, bilmiyorum; ancak, konuya buradan girmenin Mehmet Büyükçelik'e faideler sağlayacağını dahi günümüz TÜRK ŞİİRİ'ne ve EDEBİYÂTI'na daha geniş bir bakış açısı kazandıracağını ûmit ediyorum.
Geniş bir coğrafyaya hâkim olan bir 'ırk'a mensûbiyet, ezik ikâzlar ve riyâ yüklü hassasiyetlerin ötesinde kaynağı ulvî değerler olan vakûr bir duruşu bahşeder.
Bu kadar geniş toprağa yayılmış ve din zırhı dışında, bir çok milletlerde 'hoşgörü' temelinde iletişimde bulunmuş TÜRK DİLİ'nin, anasından yeni doğmuş gibi yahût üryân bir kefâretle günümüze portreler yansıtabilmesi asla mümkün değildir. Kaldı ki, yüzyıllar boyunca Arap ve Fars Dili ile haşir-neşir olmak zorunda kalmış olan TÜRK DİLİ'nde katışmaların olmaması akla ziyândır. Eski zamanlardan bugünlere bahsettiğim şekli ile TÜRK DİLİ, TÜRK EDEBİYATI'na cümle cümle mısra mısra işlenmiş; halk tarafından benimsenmiş ve dâhi kurulan devletlerde devletin sevk ve idaresinde, devletlerarası yazışmalarda ve devlet arşivlerinde kullanılmıştır. Bu sadece Anadolu'da değil, Türk'ün yaşadığı bir çok coğrafyada böyle olmuştur.
Tüm bunların yanında TÜRK ŞİİRİ'nin kendine özgü bir 'şiir dili' mevcuttur. Evet, bu şiir diline malesef komşu kültürlere ait dillerden de eklemeler olmuştur.
-Git danış büyük ceddine
Sor doğuda Çin Seddi’ne
Girmek kimlerin haddine
Sen açmazsan bir meydanı-
"Sözcük ve dil unsuruna bazı başarılı şairlerin neden gereken önemi vermediklerini anlamıyorum. Oysa şiirin ömrünü dili belirliyor."
TÜRK DİLİ'ne vereceğim gereken önemi sizden mi öğreneceğim, Mehmet Büyükçelik... Şiirin ömrünü dilin belirlediğini kavrayamayacak kadar cahil mi görünüyorum, yoksa...
-Çabuk söner şişirdiğin
Soya çeker devşirdigin
Kırk Bismillah’la girdiğin
Meydan, şimdi kir meydanı-
"Şiirin yaşanmış tarihi ve Cumhuriyet dönemi atılımları anlamsız mı?"
Ne alaka... Bir anlamı olsa ya da bir anlamı olmasa; Divân Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı, Türk Musikisi uğraşıları, Ozanlık-Aşıklık geleneği varlığını hâlâ sürdürebilir miydi? Yâ dâ hâlâ Fuzûlî ile hemhâl olabir miydik?
"Yazılacak şiirlerin daha güzel olması dileklerimle...kutlarım. Saygıyla."
Ne kadar samimi bir söz, Mehmet Büyükçelik... Aldım kalbimin bir köşesine koydum, bu ulvî değer taşıyan sözünüzü...
verda
30 Ocak 2009 Cuma 15:47:46
Ne çelişkili yorumlar var...Şiirin her türlü gereksinimi tamam ve güzel olacak fakat illâ eleştirmek adına
''Osmanlı'' sanatı gibi bir söylemle eleştiri getirilmeye çalışılacak...Cidden komik...
''Türkiye'de dil devrimi diye yapılan şey yanlış anlaşılmıştır.Dil birikimi içerisinde, ülkenin ümmet döneminden gelen kalıntılar bulunur, bu o dilin tacize uğradığı anlamına gelmez,bunun ispatı çok kolay.
Fransızca, Fransız milletinin dilidir ama bunu kurcalamak lazım, Fransızca nereden çıktı?
Hıristiyanlığın kabulünden sonra Yunanca ve Latince Batı'nın ümmet dili oldu. Milli devlete dönüştükleri zaman
kendi dillerini yarattılar. Aslında Fransızca kötü bir Latincedir, Fransızca'nın % 85'i Latince kökenli kelimelerdir. Latince Hıristiyanlığın dilidir. Bunların dışında da diğer kavimlerden etkilenmiş bir dile sahiptirler. Fransız Akademisi Fransızca üzerine titrer. Akademi'deki birinin, dilimizden Latince ve Yunanca kelimeleri atalım dediğini, hiç duydunuz mu? Kimse böyle bir laf demez, çünkü, 118 kelimeleri kalır geriye.
Bir milletin dili diğer dillerle olan etkileşimlerin sonucu ortaya çıkar.
Bunu bize uygularsak; biz Doğu toplumu olduğumuz için Müslüman dairesi içerisindeyiz, bu daire içerisindeki diller de Farsça ve Arapça'dır. Farsça, Arapça'yla evlidir. Orta Asya'daki Türk topraklarında Arapça ve Farsça son derece doğal sayılmaktadır.'' Attila İlhan...
Bu söylemler beni cidden tuhaf düşüncelere sürüklüyor...Ya insanlar kendi dilini bilmiyor ya da bildiğini sanıyor...
Osmanlı sanatı gibi bir söylem ise tamamen kültür yozlaşması örneğidir...Batılının bile bu kadar batılı olduğunu
Avrupa'da bile görmedim...
Saygılarımla Asparuh...bir kez daha kutlarım
''Osmanlı'' sanatı gibi bir söylemle eleştiri getirilmeye çalışılacak...Cidden komik...
''Türkiye'de dil devrimi diye yapılan şey yanlış anlaşılmıştır.Dil birikimi içerisinde, ülkenin ümmet döneminden gelen kalıntılar bulunur, bu o dilin tacize uğradığı anlamına gelmez,bunun ispatı çok kolay.
Fransızca, Fransız milletinin dilidir ama bunu kurcalamak lazım, Fransızca nereden çıktı?
Hıristiyanlığın kabulünden sonra Yunanca ve Latince Batı'nın ümmet dili oldu. Milli devlete dönüştükleri zaman
kendi dillerini yarattılar. Aslında Fransızca kötü bir Latincedir, Fransızca'nın % 85'i Latince kökenli kelimelerdir. Latince Hıristiyanlığın dilidir. Bunların dışında da diğer kavimlerden etkilenmiş bir dile sahiptirler. Fransız Akademisi Fransızca üzerine titrer. Akademi'deki birinin, dilimizden Latince ve Yunanca kelimeleri atalım dediğini, hiç duydunuz mu? Kimse böyle bir laf demez, çünkü, 118 kelimeleri kalır geriye.
Bir milletin dili diğer dillerle olan etkileşimlerin sonucu ortaya çıkar.
Bunu bize uygularsak; biz Doğu toplumu olduğumuz için Müslüman dairesi içerisindeyiz, bu daire içerisindeki diller de Farsça ve Arapça'dır. Farsça, Arapça'yla evlidir. Orta Asya'daki Türk topraklarında Arapça ve Farsça son derece doğal sayılmaktadır.'' Attila İlhan...
Bu söylemler beni cidden tuhaf düşüncelere sürüklüyor...Ya insanlar kendi dilini bilmiyor ya da bildiğini sanıyor...
Osmanlı sanatı gibi bir söylem ise tamamen kültür yozlaşması örneğidir...Batılının bile bu kadar batılı olduğunu
Avrupa'da bile görmedim...
Saygılarımla Asparuh...bir kez daha kutlarım
Rüştü SUNGUR
30 Ocak 2009 Cuma 15:23:07
Günün şiri mi değil mi bilemem ama MÜKEMMEL olduğu kesin.Kutlarım.SAYGILARIMLA...
Mehmet BÜYÜKÇELİK
30 Ocak 2009 Cuma 15:08:41
Her şiirin kendine has bir şairi vardır.
Her şairin de şiiri kadar farklı şiir birikimi ve anlayışı...
Her şiir kendi iklimine uygun okuyucusunu bulur.
Çok emek verildiği ve dantel gibi işlendiği görülüyor.
Bu bakımdan şairini kutluyorum.
Ses, hecenin ritmi, kafiye kurgusu ve anlam bütünlüğü çok güzel.
Güzel olmayan ise, Osmanlıyı anımsatan sanat anlayışı
ve artık dilimizde kullamılmayan yabancı sözcükler.
Sözcük ve dil unsuruna bazı başarılı şairlerin
neden gereken önemi vermediklerini anlamıyorum.
Oysa şiirin ömrünü dili belirliyor.
Şiirin yaşanmış tarihi ve Cumhuriyet dönemi atılımları anlamsız mı?
Yazılacak şiirlerin daha güzel olması dileklerimle...kutlarım. Saygıyla.
Bu yoruma 2 cevap yazılmış.
Her şairin de şiiri kadar farklı şiir birikimi ve anlayışı...
Her şiir kendi iklimine uygun okuyucusunu bulur.
Çok emek verildiği ve dantel gibi işlendiği görülüyor.
Bu bakımdan şairini kutluyorum.
Ses, hecenin ritmi, kafiye kurgusu ve anlam bütünlüğü çok güzel.
Güzel olmayan ise, Osmanlıyı anımsatan sanat anlayışı
ve artık dilimizde kullamılmayan yabancı sözcükler.
Sözcük ve dil unsuruna bazı başarılı şairlerin
neden gereken önemi vermediklerini anlamıyorum.
Oysa şiirin ömrünü dili belirliyor.
Şiirin yaşanmış tarihi ve Cumhuriyet dönemi atılımları anlamsız mı?
Yazılacak şiirlerin daha güzel olması dileklerimle...kutlarım. Saygıyla.
Mehmet BÜYÜKÇELİK
1 Şubat 2009 Pazar 03:26:16
Değerli şair kardeşim,
Bugün yaşayan bir İngilizin orta çağ ingilizcesini zor anladığını hatırlatırım. Bu dilin evrimini gösteriyor.
Biz Fars, Arap ve Fransız dilini Osmanlı yıllarında dilimize sokmadan önce nasıl bir Türkçe vardı, biliyor musunuz?
Beylikler döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey'in Türkçe konusundaki buyruğunu hatırlatırım.
Osmanlı elbet Türk egemenliği idi. Ancak, Anadolu halkı ile saray eşrafı aynı dili kullanmazdı. Zamanın halk ozanları bugünün diline çok yakın bir güzel Türkçe kullandılar. Oysa sarayın padişah dalkavuğu diyebileceğimiz sofracıları Osmanlıcayı yarattılar ki halkı hiç ilgilendirmiyordu. Siz ona sahip çıkmayı savunarak Türkçeyi kayırmıyorsunuz. Bu konuda dil araştırması içeren çok yayın var. Lütfen araştırın ve günümüz Türkçesindeki yabancı sözcük sayısının azaldığını görün. Başkasının olanı değil, kendinizinkini öne çıkarın lütfen. Ne yazık ki son yıllarda emperyalist etkilerle dilimiz ingilizcenin baskısına girdi. 10-20 yıl sonra Türkçe mağaza adı kalmayacak. O nedenle dilimizi sevelim ve yaban otları sarmasın derim.
Selamlar.
Bugün yaşayan bir İngilizin orta çağ ingilizcesini zor anladığını hatırlatırım. Bu dilin evrimini gösteriyor.
Biz Fars, Arap ve Fransız dilini Osmanlı yıllarında dilimize sokmadan önce nasıl bir Türkçe vardı, biliyor musunuz?
Beylikler döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey'in Türkçe konusundaki buyruğunu hatırlatırım.
Osmanlı elbet Türk egemenliği idi. Ancak, Anadolu halkı ile saray eşrafı aynı dili kullanmazdı. Zamanın halk ozanları bugünün diline çok yakın bir güzel Türkçe kullandılar. Oysa sarayın padişah dalkavuğu diyebileceğimiz sofracıları Osmanlıcayı yarattılar ki halkı hiç ilgilendirmiyordu. Siz ona sahip çıkmayı savunarak Türkçeyi kayırmıyorsunuz. Bu konuda dil araştırması içeren çok yayın var. Lütfen araştırın ve günümüz Türkçesindeki yabancı sözcük sayısının azaldığını görün. Başkasının olanı değil, kendinizinkini öne çıkarın lütfen. Ne yazık ki son yıllarda emperyalist etkilerle dilimiz ingilizcenin baskısına girdi. 10-20 yıl sonra Türkçe mağaza adı kalmayacak. O nedenle dilimizi sevelim ve yaban otları sarmasın derim.
Selamlar.
suz-i naz
31 Ocak 2009 Cumartesi 11:15:45
Osmanlıyı bizden bizi Osmanlıdan ayrı tutmaya çabalayan düşünce değil midir bizi bu hale sokan? Koskoca ve tüm dünyada kabul görmüş bir kültürün, hala özlenen ve aranan bir medeniyetin üstüne çizgi çekmek ne derece doğru? Dilleri hiç bir zaman tarihlerinden ayıramayız. Ayırdığımızda çırılçıplak kalır. Türk kıvrak zekası ile zaman zaman kendi diline göç etmiş kelimeleri hem ses hem mana bakımından ufak değişikliklerle kullanmıştır. Bazı kelimeleri de aynen muhafaza etmiştir. Bu muhafaza ediş yerine aynen kelime bulamama kaygısıdır. Kabul etmiş ve Türkçeleştirmiştir.
Lütfen en azından biz eli azıcık kalem tuttanlar, iki kelimeyi bir araya getirmeyi başaranlar Osmanlı deyip de itmeyelim elimizin tersi ile o güzel kokulu kelimeleri. Ecdadımız yüzyıllarca o kelimelerle söyleşmiş, o kelimelerle dünyaca kabul görmüş eserler ortaya koymuş. Şimdi bizim bu mirasa sırt dönmemiz olur mu? Benim atam kitap yazmış ama ben okuyamıyorum. İngilizin biri almış çevirmiş ben de alıp onun ingilizce çevirisini şerh edip okumaya çalışıyorum. Bence utanmamız gereken işte tam budur. Bu güzel kelimeleri hayatımıza bir şekilde sokmaya çalışan herkese minnet duymalıyız. Elimize bir sözlük alıp anlamına bakıyorsak, o derya deniz kelimelerin mana deryasında kayboluyorsak ne mutlu bize.
Eleştirinizi haklı bulmuyorum. Bu kelimeler bizim, atalarımızdan kalan mirasımız. Sahip çıkalım. Çıkanlara saygı duyalım. Vesselam.
Lütfen en azından biz eli azıcık kalem tuttanlar, iki kelimeyi bir araya getirmeyi başaranlar Osmanlı deyip de itmeyelim elimizin tersi ile o güzel kokulu kelimeleri. Ecdadımız yüzyıllarca o kelimelerle söyleşmiş, o kelimelerle dünyaca kabul görmüş eserler ortaya koymuş. Şimdi bizim bu mirasa sırt dönmemiz olur mu? Benim atam kitap yazmış ama ben okuyamıyorum. İngilizin biri almış çevirmiş ben de alıp onun ingilizce çevirisini şerh edip okumaya çalışıyorum. Bence utanmamız gereken işte tam budur. Bu güzel kelimeleri hayatımıza bir şekilde sokmaya çalışan herkese minnet duymalıyız. Elimize bir sözlük alıp anlamına bakıyorsak, o derya deniz kelimelerin mana deryasında kayboluyorsak ne mutlu bize.
Eleştirinizi haklı bulmuyorum. Bu kelimeler bizim, atalarımızdan kalan mirasımız. Sahip çıkalım. Çıkanlara saygı duyalım. Vesselam.
faik danışman
30 Ocak 2009 Cuma 14:34:37
ustaca satırlardı güne düşen
şiiri ve şairini kutluyorum
kutlarım
Salih Keteci
30 Ocak 2009 Cuma 13:56:41
Seçkiyi ve günün şiiri olmayı hak eden mükemmel bir şiir.
Şiiri ve Şairini kutlarım.
Selam ve saygılar.
Şiiri ve Şairini kutlarım.
Selam ve saygılar.
Serdar Keskin
30 Ocak 2009 Cuma 13:05:21
günün şiirini ve şairini kutlarım
emeğinize , yüreğinize , kaleminize sağlık...
saygımla ...
Hasan Tan
30 Ocak 2009 Cuma 12:25:43
Şiirdeki metafor kokusu kuşatıyor önce insanı.. Şairin içinde bulunduğu metafor duyguların gücü şiddetli olduğundan şiir de şedit bir retoriğe dönüşmüş.
Metafor dediğimiz şey şiire girince insan realizmi hiçe saymaya başlamıştır, yaşamı da hatta..ancak;
Şairler metaforu zorlamaya, ısrarla zorlamaya devam ettiklerinde zorsunan, zora koşulan şiirler çıkar ortaya.. Yukarıdaki şiirde ve serinin daha önce okuduğum kısımlarında şairin çok başarılı olduğunu gördüğümü söylemeliyim.. Hatta aşk şiirinde aşktan bu kadar az söz edip bu kadar çok hissettiren şiirler de nadirdir ve ustalık ister. Bu da şairin bir başka başarısı..
Şiir derken nedense bir çoğumuzun aklına modern şiir geliyor artık ve manzum şiirlerin modernize edilmediği düşüncesine kapılıyoruz ya da bunu bile düşünme zahmetine katlanmmıyoruz. Ben Asparuh Han'ın şiirlerini modernize edilmiş manzumeler olarak görüyorum ve Türk Edebiyat'ının geleceğinde yerini mutlaka bulacağını umud ediyorum..
Varolanı yeniden ifade edebilmek ustalık ister.. Yukarıdaki şiir usta şiiriydi..
Seçkiyi tebrik ederim; Wes-selam.
Metafor dediğimiz şey şiire girince insan realizmi hiçe saymaya başlamıştır, yaşamı da hatta..ancak;
Şairler metaforu zorlamaya, ısrarla zorlamaya devam ettiklerinde zorsunan, zora koşulan şiirler çıkar ortaya.. Yukarıdaki şiirde ve serinin daha önce okuduğum kısımlarında şairin çok başarılı olduğunu gördüğümü söylemeliyim.. Hatta aşk şiirinde aşktan bu kadar az söz edip bu kadar çok hissettiren şiirler de nadirdir ve ustalık ister. Bu da şairin bir başka başarısı..
Şiir derken nedense bir çoğumuzun aklına modern şiir geliyor artık ve manzum şiirlerin modernize edilmediği düşüncesine kapılıyoruz ya da bunu bile düşünme zahmetine katlanmmıyoruz. Ben Asparuh Han'ın şiirlerini modernize edilmiş manzumeler olarak görüyorum ve Türk Edebiyat'ının geleceğinde yerini mutlaka bulacağını umud ediyorum..
Varolanı yeniden ifade edebilmek ustalık ister.. Yukarıdaki şiir usta şiiriydi..
Seçkiyi tebrik ederim; Wes-selam.
Feride Temel
30 Ocak 2009 Cuma 10:00:50
etkilendim dona kaldim kutlarim günün siirini ve sairini
varol
30 Ocak 2009 Cuma 09:05:47
gülizâr ey sevgili aşkındır doğan güneş
her sabah üflediğin o kutsal asrî miras
aşkındır damar damar göğsüme ağan güneş
ruhumu ışıtırken rengârenk bir ihtiras
gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin
nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin
tebrikler muhteşem güzelliğe...
Her türlü övgüyü hakeden şiir hakettiği yerde.
seçici kurula da tebrikler...
günün şiirini ve günün şairini yürekten kutluyorum...
her sabah üflediğin o kutsal asrî miras
aşkındır damar damar göğsüme ağan güneş
ruhumu ışıtırken rengârenk bir ihtiras
gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin
nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin
tebrikler muhteşem güzelliğe...
Her türlü övgüyü hakeden şiir hakettiği yerde.
seçici kurula da tebrikler...
günün şiirini ve günün şairini yürekten kutluyorum...
Muzafferdeveli
30 Ocak 2009 Cuma 07:53:54
kutlarım yazan yüregi...çok güzeldi..kaleminiz daiö olsun efendim
Cömert Yılmaz
30 Ocak 2009 Cuma 07:52:05
günün şiirini ve şairini kutlarım
selam ve saygıyla
Tülay Aslan
30 Ocak 2009 Cuma 06:15:26
gülizâr ey sevgili aşkındır doğan güneş
her sabah üflediğin o kutsal asrî miras
aşkındır damar damar göğsüme ağan güneş
ruhumu ışıtırken rengârenk bir ihtiras
gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin
nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin
günün şiirini kutlarım.emeğine sağlık,kalemin susmasın,mersinden kucak dolusu selam yine mersine,güzeldi,güzel olmasa günün şiiri olurmuydu,zevk aldım.saygılar.
her sabah üflediğin o kutsal asrî miras
aşkındır damar damar göğsüme ağan güneş
ruhumu ışıtırken rengârenk bir ihtiras
gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin
nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin
günün şiirini kutlarım.emeğine sağlık,kalemin susmasın,mersinden kucak dolusu selam yine mersine,güzeldi,güzel olmasa günün şiiri olurmuydu,zevk aldım.saygılar.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
30 Ocak 2009 Cuma 02:19:44
sevgim saygım tebriklerim günün şiirine... değerli şairine...
verda
30 Ocak 2009 Cuma 00:56:06
simsiyah sayfada bembeyaz bir yazıyla;
''habîde resim olur bir heykel kırık dökük''
uykusu her daim naîf rüyadır heykeli sarmalayan...
Türk şiirinin içinde bulunduğu bu buhranlı dönemde yeni kapılar açan Şairler vardır...ve açılan kapıdan
geçmeye nail olmuş bir isimdir Asparuh...
Entellektüel ortamlarda şair poetikaları tartışılsın bir köşede yine...İmgeci felsefeler yürürlükte kalsın...
dil ölsün...söz küstürülsün sonra köstek keserler şiire...yeniden yürüsün diye...
onarılması zor hatalar yapılsın şiir adına...sanat adına...hece hece diye inlesin sonra birileri...
ekoller akımlar ağlasın yine...ondokuzuncu yüzyılın oryantalist şair ruhları gelip şiire süzülsünler...
toplum yoksunu,aşk üveyi şiirler nam salsınlar edebiyatın yaldızlı mekânlarında...küstah söylemlerle öldürülsün yine hece...divân...Şair öteki olsun...birileri ne olacak peki?..
Şiirleri asrî miras olsun Türk şiirine...Türkiye şiirine...Öz şiirine...
''gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin
nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin''
Gül-i zâr mı Asparuh ile dirildi, Asparuh mu Gül-i zâr ile?
Ferengîs olup sayfaya yağana selam olsun...Lâfz-ı vâhid eyler bu Şair de nâm-ı müsteâr olan mâtem-dâr olur...Şiir diye diye...
Kutlu olsun kardeşim...
Sonsuz sevgi ve saygılarımla
''habîde resim olur bir heykel kırık dökük''
uykusu her daim naîf rüyadır heykeli sarmalayan...
Türk şiirinin içinde bulunduğu bu buhranlı dönemde yeni kapılar açan Şairler vardır...ve açılan kapıdan
geçmeye nail olmuş bir isimdir Asparuh...
Entellektüel ortamlarda şair poetikaları tartışılsın bir köşede yine...İmgeci felsefeler yürürlükte kalsın...
dil ölsün...söz küstürülsün sonra köstek keserler şiire...yeniden yürüsün diye...
onarılması zor hatalar yapılsın şiir adına...sanat adına...hece hece diye inlesin sonra birileri...
ekoller akımlar ağlasın yine...ondokuzuncu yüzyılın oryantalist şair ruhları gelip şiire süzülsünler...
toplum yoksunu,aşk üveyi şiirler nam salsınlar edebiyatın yaldızlı mekânlarında...küstah söylemlerle öldürülsün yine hece...divân...Şair öteki olsun...birileri ne olacak peki?..
Şiirleri asrî miras olsun Türk şiirine...Türkiye şiirine...Öz şiirine...
''gülizâr bilemezsin hakikat yaftam sensin
nefesin râh-ı kerem günüm sen haftam sensin''
Gül-i zâr mı Asparuh ile dirildi, Asparuh mu Gül-i zâr ile?
Ferengîs olup sayfaya yağana selam olsun...Lâfz-ı vâhid eyler bu Şair de nâm-ı müsteâr olan mâtem-dâr olur...Şiir diye diye...
Kutlu olsun kardeşim...
Sonsuz sevgi ve saygılarımla
Limonçiçeği
30 Ocak 2009 Cuma 00:03:35
azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm
şiir di
kutlarım şairi
saygılarımla
şiir di
kutlarım şairi
saygılarımla
dellysedat
29 Ocak 2009 Perşembe 23:59:40
hep siyah sayfalara, beyazlar dolusu bir yazıyla
..
" gülizâr "
ömür dökülür, aşka kaldığı yerden ..
Selma Özeşer
29 Ocak 2009 Perşembe 21:58:03
Uzak Kaderler Için
Bir gün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Âdemden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
—Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar şimdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Bir gün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
TURGUT UYAR
şiirn girişi bana bu şiiri hatırlattı
sanki durup durup çekip gideceksin içinden
duruldum sanıp geri döneceksin
aslında içine sığmazken aleme nasıl sığacaksın be çocuk!
selam ve dua gönderdim
nihan-name tarafından 1/29/2009 10:07:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir gün, bir yağmurla garip garip
-Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
Alıp başımı gideceğim.
Asır yirminci asırdır, amenna
Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
Uzaklar daha uzaklaşır
Bir define çıkarır gibi kayalardan, Âdemden beri
Sımsıcak sevgilere muhtacım.
Bir gün alıp başımı gideceğim
—Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.
Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
Diyarı gurbette kanlı bir aşk
Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
En uzak beyazlar,
En yakın ikindilerde, duygulu
Ve bir sahil meyhanesinde bir akşam
İçip içip ağlasam...
Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
Herkesin derdinden pay isterken.
Uzak kaderlerin suları çağlar şimdi
Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.
Bir gün, bir parkta otururken, biliyorum
Bir el yağmurla dokunacak omzuma
Bir çift göz, bir davet, bir kalp
Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak
Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
Toprak ve insan kokularıyla,
Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
Başımı alıp gideceğim.
TURGUT UYAR
şiirn girişi bana bu şiiri hatırlattı
sanki durup durup çekip gideceksin içinden
duruldum sanıp geri döneceksin
aslında içine sığmazken aleme nasıl sığacaksın be çocuk!
selam ve dua gönderdim
nihan-name tarafından 1/29/2009 10:07:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Limonçiçeği
29 Ocak 2009 Perşembe 21:54:53
ürperir gonca bir gül görümü gönül şahit
görümü göz aydını aşkınla düğüm düğüm
bir tövbe sonrasına dönüşür bütün muhit
azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm
güzel dizeler di
kutlarım şairi ve şiirini
saygılarımla
görümü göz aydını aşkınla düğüm düğüm
bir tövbe sonrasına dönüşür bütün muhit
azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm
güzel dizeler di
kutlarım şairi ve şiirini
saygılarımla
Serdar Keskin
29 Ocak 2009 Perşembe 20:00:58
"azatlık türküsüdür kokuna büründüğüm"
gülizâr için göçer kuşlar
gül kokar ömür...
gül yanaklıdır sevmek dediğin...
kaleminize , emeğinize , yüreğinize sağlık...
saygımla...
gülizâr için göçer kuşlar
gül kokar ömür...
gül yanaklıdır sevmek dediğin...
kaleminize , emeğinize , yüreğinize sağlık...
saygımla...
BLUEfairy
29 Ocak 2009 Perşembe 18:58:00
“simsiyah sayfada bembeyaz bir yazıyla;
devirin sandalyeleri
ve konsül artık dağılsın
isevi bir çarmıhta
kanım toprağa sağılsın
…ben yüreğine işlediğim
delillerle dirileceğim
gülizâr
huyum kurusun
hep vuruşarak göğe çekileceğim”
Bir üstadın kalemi yürekten belli,
elinize sağlık..
devirin sandalyeleri
ve konsül artık dağılsın
isevi bir çarmıhta
kanım toprağa sağılsın
…ben yüreğine işlediğim
delillerle dirileceğim
gülizâr
huyum kurusun
hep vuruşarak göğe çekileceğim”
Bir üstadın kalemi yürekten belli,
elinize sağlık..
Şiir Künye
Kayıt Tarihi
: 29.1.2009 18:55:53
Puan
: 10.0 / 2 kişi
Okunma Sayısı
: 2541
Yorum
: 43 yorum
Beğeni
: 2 kişi
Şiiri Beğenenler
Popüler Şiirleri
MENÜLER
YENİ ŞİİRLER
EDEBİYAT DEFTERİ
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
BAŞARILI OLMASI DİLEĞİYLE..
SELAM İLE ŞAİR.