Gidiş
aslolan gitmektir düşür elini
elim sımsıkı bir kayboluş saklar ki içinde korkunç sürprizler ve doğuşlar gizli aslolan gitmektir düşür elini eni konu bir gitme anlatısı bizimkisi hep dinlemeyi severdik oysa yapmasıdır en zevklisi aslolan gitmektir gitmek biraz insanlığımızdan gitmek biraz kazanmaya açlığımızdan ve elbette noksanlığımızdan gitmek içimizin kapısını sımsıkı sürgülemektir deşilmeye utanan yaraların üstünü kupkuru bir alçıyla dizginlemektir. o alçılar ki sevgilim düşkırıntısı değil asla uçurumsuz bir yas pasından yastıkaltı sayfalarını kahroluşla silmektir. aslolan gitmektir her zaman gideriz gittikçe ilerlediğimizi sanıp vehimlerle buğulanmış camlarımızı avuntularla sileriz. aslolan gitmektir sevgilim düşür elini, yüreğini. durdukça içimde ürperiyor sarmaşıklar ve keskin bir bakışla yakıyor yüreğini gecenin bu kendini bilmiş uzak ışıklar. düşür elini sevgilim ellerin bekleyişle ilişik biliyordun her zaman ben sana dönüş biletimle gelmiştim. ve sana söyledim her insan bir durağa yakışır ve her durak aslında ölüme bir kuşbakışıdır. susmaktan yorulduğum kadar yorulmadım gitmekten gel seni de götüreyim desem.. boşver, bu lahit tek kişilik. aslolan gitmektir sevgilim düşür elini her soluklandığında bir köşede unutuşun gibi bir yerini sonra da kırdığımzda kapıları anımsayacağımız bir bekleyiş bulamayışımız gibi... bırak, bırak sen de bir köşeye bu masmavi sen kokan bu utangaç gözlerini. ben gidersem ellerim gider ellerimde gururlu hikayeler ve uyduruk, ağızsız, gözsüz pamuktan yamru yumru bebekler. aslolan gitmektir sevgilim düşür elini herkes bir ucundan yürür dünyanın hiç kesişmeden güzergahlar hiç çalımlanmadan adımlar hasılı varacağımız tumturaklı bir kuyusu bu curcunanın insanlar mor gerdekli dünyanın kuruntulu dul gelini aslolan gitmektir sevgilim güzeli budur ki gidenlerden sonra yoktur ki hiç kalanı her nefesin bu yolun "işte öylesine" bir adımı aslolan gitmektir sevgilim hadi sen gidiyorum ben böyle kal ve düşürelim elimizi sonra edelim duasını ayrılışın öperek gözlerimizi. |
anlatabilmek bazen sadece çaresizliği resimlemek oluyor
ve karşısında oturup sorguluyorsun herşeyi
çıkacak bi yolun olmasa da..
her zaman derim: bazen kusmak da faydalıdır
değil mi