Ebem / Ne gezeerNe ğezer “-n’arasın ay abam; o ğün yoğudu hinci var da n’olcak elimiz dutar gözümüz görü(r-i)kene dişimiz keserkene bulsak daşı öğüdecek karnımız aşlıkdan gırılı gederdik de kimsenin tarlasına dabanına ağacının dalına, kelek tarlasına, şununa bununa yan gözüne bi baksak ya ne ğezer hincikinner gibi honun şunu var falanca hunu yemiş feşmekan höyle keymiş deye günülesek garnıdarlık etsek herifin başının etini yesek ya ne ğezer ha bizde çocuğuduk biz de genc olduk emme, çoluk-çocuğada garışdık emmeee ne çocukluğumuzu bildik ne genşliğimizin hayrını gördük genşlik dediysem çocukluğumu bilemeyon ki genşliğimin ne hayrını gören deli-dembek oynayıp durukana akren olan-gız verividiler gocaya ne olduğunu bilemeden üf demeden daa çog geşmedi hadi bakalım herif Seferberliğe garnım burnumda o(ğ)lu esgere gedeli beri gayınbobam eve yere girse ya ne ğezer nişleyip goyosa dağda-daşda bi ğün annacımda durdu bana bakar-bakar ağlar ben kendi derdimi unudur, o ağladı deye ben de ağların yazık adam biğün “-geliiin” dedi seğirtdim vardım da “-ey boba” dedim deli çocuğun taha yau “geliiin, gelin deği de has-öz gızım” anacına dineldim bek eyi bi adamıdı sizden eyi olmasın gızlarından ayırmazdı beni herif esgere ğedince ayak ucunda yatırıdı beni de! adamca(ğı)z gaşıyın üsdünde gözün var dese, dıkımı gücük dut, gak ordan bi gupa su ver abdas(t) alan ilen getir ya da ne bileyin hurdan gak da ora otur dese ya emme gayınnam olcak garı gaşlarını garartdımıydı donuz görmüşden beter oludum aklım depemden gederdi, o ğadar gorkuyodum kendi de zaten adı üsdünde Gara A(y)şa yere-ğöğe sığdırsa ya bi hortlayasıca, içime ilidir mi donuz mezerinde yatasıca onun uçu; gayın bobamın kölgesinden eğsilmezidim tarlaya nadasa, dağa oduna gelini deği gızıyın, gızı değil yavıklısın, eme onu aşıtlatdımıydı gara aşa etmediği gomazdı yerler yeyesice ha ona da galmadı yalan düne yanına kâr kalca sandı ettiği biğün gün-dirlik veri(r) mi ne ğezer de! onu deyceğdim, ıramatlık gayınbobam “-gızımmm! hinci ben seni güderin desem yalan ay aydın yol belli, genşsin da(h)a sen bobayın evine ğet, gene de atıvımayon, gene benim evladımsın, “-ı ıh” dediysem dee” “-va(h)! boba o nası laf” dedim emme içim “cııız” etdi, düşdük yola yüzüme bakmadan o öğnde ben arkada eletividi bobamın evine izinin üsdüne dönüvüdü gerisin geri olduğum yerde galağaldım ardında baka-ğaldım geri dönüp baksa ya bi! ne ğezer el evindeymişiyin gibi gelidi bana elimden bi işde gelmezdi daha çocuğudum ya(hu)! daha dedim ya gözüm esger yolunda bi ağların bi ağların gayınbobamgilden yandan bi habar bi mekdip ne ğezer gayınbobamın etdiği çok gücüme getdiydi eller gibi döğse-çarpsa kolumu ganadımı eğşese aklıma gelmezdi bobamdan eleriydi ıramatlık, aklım ileri-ğeri ermeyodu demek gabiri cennet olasıca nur içinde yatasıca gaşını garartsa da, bi zert gonuşsa ya ne ğezer meğerisem adamca(ğı)z o(ğ)lunun “-öldü” habarını evel-evelden kimbili ne fakıt almışımış da! ne bile(yi)n ben, esgerde ölenin ölüsü mü geliyo görmeyince insan yakışdırabiliyo mu görse yakışdıra bili mi anam; i(n)san; gözlerine bakıp durduğu, gızgısını, sevgisini gözünden okudu(ğu)n dağı deviri sandığın bobayiğit erine ölümü yakışdırı(r) mı ne ğezer aklıma file bi gelse ya Allah var gederkene bile eller gibi hiş ağlamak aklıma gelmedi sankı gonşu köye hızmata getmiş gibi bi eşek yükü odun edip öylene eve gelce(ği)miş gibi bi getdi ki gediş o ğediş, ağşama gelceğmiş gibi gelir mi yılın yılı beklesen ne ğezer sonratdan aklıma ğeldi zahır esgere ğedenin gelme(ye)ceği esger anaları, esger yavıklılarıyna barabar herkeşine barabar bende ağıd etmeye başladım “hey onbeşli onbeşli serhet yolları daşlı onbeşliler gelmedi yarinin gözü yaşlı” ben bi ağlamaya başladım kiyne günnerce aylarca çocuk da zati marakımdan telef oldu ğetdi doğsa yaşasa filen ha belki bana bi meşgale oludu yadigar gordum adını bahtiyar olsun derdim insan isdeme mi emme ne ğezer bobam ıramatlık “-gızııım gak” dedi “gak” “-ölenine ölünmez iki ğün sonura başıma bi hal gelse elinden dutan olmaz deynek de olsa kölgesi olur üsdüne gözlerim açık geder” deye birine daha verdi adamın üş çocuğunun üsdüne bi çocukda ben oldum ha eyi günümüzde geşmedi deği(l) de ilkinkinin yadigarının üsdüne, olumu sanısın ne ğezer dedikleyin üç onun varıdı üş de benim oldu altı neliklerinen böyütdüm nası geldi-ğeşdi sanıyonuz ömrüm ben bu saşları değirmen damında mı ağartdım aş ğaldım, susuz galdım kimselere halım şu deyemedim desem bobamın başka birine daha vermekden başka bildiğimi var elinden ne geli, anamdan sonura iki ğarı da o aldı öğey ana insana hır(lı)soluk solur mu ne ğezer sorun bakalım, ben de öğey anaydım ellerini ıscak sudan sovuk suya goydum mu böyütdüm everdim Allaha şükür her şeyleri tamtekmil.. eee köpek ayağına su dökmüş gadar oldu mu ne ğezer tö(v)be günahlarını almayan daha önümü alıp geşmediler emme eyi, emme kötü analık deye bağrımdan itmediler böyüğü güçcüğü hiş biri de öğeyana demediler ellere bakıyon da ne öğey evlad, ne öğey gardaş bobaları mefat etdi de ben “onun-benim demedim bana ne deyip kendimikinneri alıp da elin-günün ettiği gibi zengin birine varayın da gabı ayrı olan dadı beyin şeyi farklı olu üş gün keyfime bakayın” demedim bundan sonura gocaya varıp da çoluk-cocuğun takkasını mı eğecez hu yaşdan sonura elin adamına garılık mı edecez bizden geşdi gari değil mi gari ya bunca seneden sonura hunu delaletden gurtarayın deyen çıkar mı ne ğezer KELİMELER karnıdarlık: çekememezlik, hasetlik, günülemek, kıskançlık seferberlik: eli silah tutanların topyekün savaşa çağrıldığı zaman (Milli Mücadele yılları) günülemek: haset, kıskançlık, çekememezlik içe ilitmek: yenilenin yaraması, doyurması, eğşemek: budamak, kırmak, küt etmek, ağacın neredeyse yaprağı dalı kalmamacasına sıyrılması, ekinler için çiğnenerek yere serilmesi, örselemek, yülemek nelikler ile: ne zorluklarla, meşakkatli, zahmetli takkesini önüne eğmek: namusuna leke getirmek, utandırmak |
Okur iken Zevk aldım
Değişik güzel bir anadolu dili
Kutlarım,Selamlarım