.
“falanın gızını al len Irafık!
Allah sana “yörü ya gulum” dedi bi tefa
hu an etibarıyna(n)
Daşınbaşında kaş dölüm tarlaları var,
Yeldeğirmeninde nohut,
Karşıbağda payamlık
ovada “Nusga Tarla”
hele de hele Gayasekide
nadas etmeye doyaman boba!
“ho o(ğ)lum” deycen öküzlere
aya(ğı)yın altdında goca Gaziri Ova
çift sür, ekin ek bi uşdan uca
çarp gosayı
kerdede desde yığılı(r) galır valla
hiş yolcan deye u(ğ)raşma
yanıbaşında ova harmanı
Arpalıkda Aşşa Çeşmenin altında
harımlarında ceviz, garadut
Hasançeşmede,
Söğütlünün ayağındağı harımda
domatiz, büber, fasille
evinin yannında arı köfenneri ona keza”
Damyerinde bağları
Nizelide armıt belişiller
“bilmen ne gadar sağılır mal
goyunnar-geçiler
bi o ğadar ineği-danası”
malihülle biter
ağalığa çeyrek kalırdı..
..
duvar ören birisi daha katılır okarıdan
“Arpalıkdakı tarlaya sana bi ev yapıvırlarsa
ustası da ben olurun.. anasını satayın ta
para-mara isdemen valla
emme sen yere düşen mıhları eyi topla”
…
bir diğeri
olmadı bir diğeri daha
dahil olur bu coşkulu muhabbete
“dah! de imanıımm”la
“ben olsam Bediya’yı alırın
isdediğin türküyü çağırdırsın”
varsın ya
“emme ben nişannıyın”
düşlerimiz gelir keyfe,
peş para alış-verişe
özgüvenimiz şahlanırdı
gelecek kaygımız kalmazdı,